-
ای جهان را زنده کرده ز اصطفا ** خاص کرده عام را خاصه مرا
- Ey Allah seçilmişi, bu seçilişinle dünyayı dirilttin. Halkın geri kalanlarını ileri götürdün, hele beni yok mu?
-
خوابها میدید جانم در شباب ** که سلامم کرد قرص آفتاب 1080
- Gençliğimde rüya görmüştüm, değirmi güneş, bana selâm vermişti.
-
از زمینم بر کشید او بر سما ** همره او گشته بودم ز ارتقا
- Beni yerden almış, gökyüzüne çıkarmıştı. Bu yücelişte ona yoldaş olmuştum.
-
گفتم این ماخولیا بود و محال ** هیچ گردد مستحیلی وصف حال
- Bu rüya, olmayacak bir şey, malihulyadan ibaret. Hiç olmayacak şey, benim halime uyar mı, benim vasfım olur mu? demiştim.
-
چون ترا دیدم بدیدم خویش را ** آفرین آن آینهی خوش کیش را
- Fakat seni görünce kendimi gördüm. Aferin o güzel aynaya!
-
چون ترا دیدم محالم حال شد ** جان من مستغرق اجلال شد
- Seni görünce olmayacak şey, bana hâl oldu. Canım ululuklara daldı.
-
چون ترا دیدم خود ای روح البلاد ** مهر این خورشید از چشمم فتاد 1085
- Ey şehirlerin ruhu, seni görünce bu güneşin sevgisi, harareti, gözümden düştü.
-
گشت عالیهمت از نو چشم من ** جز به خواری نگردد اندر چمن
- Gözüm senin yüzünden yüce bir himmet sahibi oldu, artık çayırlığa, çimenliğe hor bakıyor, onları hoş görmüyor.
-
نور جستم خود بدیدم نور نور ** حور جستم خود بدیدم رشک حور
- Nur aradım, kendimi nurun nuru olarak gördüm. Huri aradım, kendimi hurilerin bile kıskandıkları derecede güzel buldum.
-
یوسفی جستم لطیف و سیم تن ** یوسفستانی بدیدم در تو من
- Lâtif ve gümüş bedenli bir Yusuf aradım, sen de bir Yusuf’lar yurdu gördüm ben.