-
یوسفی جستم لطیف و سیم تن ** یوسفستانی بدیدم در تو من
- Lâtif ve gümüş bedenli bir Yusuf aradım, sen de bir Yusuf’lar yurdu gördüm ben.
-
در پی جنت بدم در جست و جو ** جنتی بنمود از هر جزو تو
- Cennet peşindeydim, arayıp duruyordum. Her cüzün, bana bir cennet göründü.
-
هست این نسبت به من مدح و ثنا ** هست این نسبت به تو قدح و هجا 1090
- Bu övüşte bana nispetledir, yoksa bu övüş sana bir kınamadır, bir hicivdir.
-
همچو مدح مرد چوپان سلیم ** مر خدا را پیش موسی کلیم
- Hani, Allah Kelim’i Musa’ya karşı, o sâf çoban, Allah’yı övüyor.
-
که بجویم اشپشت شیرت دهم ** چارقت دوم من و پیشت نهم
- Gel de bitlerini kırayım sana süt içireyim,çarığını dikeyim, önüne çevireyim diyordu ya.
-
قدح او را حق به مدحی برگرفت ** گر تو هم رحمت کنی نبود شگفت
- Fakat Allah onun bu sözlerini medih, saydı; sen de merhamet eder, benim sözlerimi medih sayarsan şaşılmaz.
-
رحم فرما بر قصور فهمها ** ای ورای عقلها و وهمها
- Anlayışlara acı, kusurludur onlar ey akılların, vehimlerin ötesinde olan Allah!
-
ایها العشاق اقبالی جدید ** از جهان کهنهی نوگر رسید 1095
- Ey âşıklar, eskileri yenileyen âlemden yepyeni bir ikbal, bir devlet erişti.
-
زان جهان کو چارهی بیچارهجوست ** صد هزاران نادره دنیا دروست
- O âlem, öyle bir âlemdir ki biçarelere çareler, arar. Dünyanın yüz binlerce bulunmaz matahı o âlemdedir.
-
ابشروا یا قوم اذ جاء الفرج ** افرحوا یا قوم قد زال الحرج
- Ey kavim, müjdeler olsun, ferahlık vakti geldi, zahmet devri geçti, ferahlanın ey kavim!