- 
		    رحم فرما بر قصور فهمها  ** ای ورای عقلها و وهمها 
- Anlayışlara acı, kusurludur onlar ey akılların, vehimlerin ötesinde olan Allah!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   ایها العشاق اقبالی جدید  ** از جهان کهنهی نوگر رسید    1095
- Ey âşıklar, eskileri yenileyen âlemden yepyeni bir ikbal, bir devlet erişti.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زان جهان کو چارهی بیچارهجوست  ** صد هزاران نادره دنیا دروست 
- O âlem, öyle bir âlemdir ki biçarelere çareler, arar. Dünyanın yüz binlerce bulunmaz matahı o âlemdedir.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ابشروا یا قوم اذ جاء الفرج  ** افرحوا یا قوم قد زال الحرج 
- Ey kavim, müjdeler olsun, ferahlık vakti geldi, zahmet devri geçti, ferahlanın ey kavim!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آفتابی رفت در کازهی هلال  ** در تقاضا که ارحنا یا بلال 
- Ey Bilâl, bizi ferahlandır demek için bir güneş, hilâlin evine gitti.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زیر لب میگفتی از بیم عدو  ** کوری او بر مناره رو بگو 
- Ey Bilâl, düşman korkusu ile dudak altından söylediğin sözü minarelere çık da kâfirlerin körlüğüne rağmen bağır!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   میدمد در گوش هر غمگین بشیر  ** خیز ای مدبر ره اقبال گیر    1100
- Müjdeci, her dertlinin kulağına, kalk ey talihsiz, devlet yolunu tut diye bağırmada.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ای درین حبس و درین گند و شپش  ** هین که تا کس نشنود رستی خمش 
- Ey bu hapiste, şu kokmuş yerde, bitler içinde kalan, kendine gel... kimse duymasın, kurtuldun ,sus!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون کنی خامش کنون ای یار من  ** کز بن هر مو بر آمد طبلزن 
- Dostum, her kılın dibinden bir davul sesi gelmede... Neden şimdi susuyorsun?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آنچنان کر شد عدو رشکخو  ** گوید این چندین دهل را بانگ کو 
- Hasetçi düşman öyle bir sağır oldu ki bu kadar davul sesine karşı hani, ses nerede ki diyor.