-
گوید احمد گر یقینش افزون بدی ** خود هوایش مرکب و مامون بدی
- Ahmed dedi ki: Eğer yakıyni fazla olsaydı hava ona binek olurdu.
-
همچو من که بر هوا راکب شدم ** در شب معراج مستصحب شدم
- Benim gibi... Ben de havaya bindim, miraç gecesi hava üstünde yürüdüm.
-
گفت چون باشد سگی کوری پلید ** جست او از خواب خود را شیر دید
- Hilâl dedi ki: Kör ve pis bir köpek, uykudan sıçrayıp kalkar da kendisini aslan olmuş görünce ne hale gelir?
-
نه چنان شیری که کس تیرش زند ** بل ز بیمش تیغ و پیکان بشکند 1190
- Fakat okla vurulan aslan gibi bir aslan değil, korkusundan kılıçların temrenlerin kırıldığı bir aslan!
-
کور بر اشکم رونده همچو مار ** چشمها بگشاد در باغ و بهار
- Yılan gibi karnı üstünde sürünüp giden bir körün gözü açılır, bağı, baharı görürse ne olur?
-
چون بود آن چون که از چونی رهید ** در حیاتستان بیچونی رسید
- Mahiyet ve keyfiyetten kurtulan, keyfiyetsizliğin ebedi hayat yurduna ulaşan birisi nasıl olur?
-
گشت چونیبخش اندر لامکان ** گرد خوانش جمله چونها چون سگان
- Mekansızlık yurduna mahiyet ve keyfiyet bağışlayan bir hale gelir, bütün keyfiyet ve mahiyetler, köpekler gibi sofrasının etrafına toplanırsa.
-
او ز بیچونی دهدشان استخوان ** در جنابت تن زن این سوره مخوان
- Keyfiyetsizlik âleminden onlara kemik verirse ne olur? Cenabetken sus, bu sûreyi okuma.
-
تا ز چونی غسل ناری تو تمام ** تو برین مصحف منه کف ای غلام 1195
- Keyfiyetten gusül edip, tamamı ile yıkanıp arınmadıkça sen bu musafa dokunma oğlum.
-
گر پلیدم ور نظیفم ای شهان ** این نخوانم پس چه خوانم در جهان
- Fakat ey padişahlar, pis olayım, temiz olayım, âlemde bunu okumayayım da neyi okuyayım?