-
از چه گریی دولتت شد ناگوار ** فوق املاکی قرین شهریار
- Neden ağlıyorsun? Devletin mi bozuldu? Padişahlardan üstünsün, padişahlar padişahıyla düşüp kalkmadasın.
-
تو برین تخت و وزیران و سپاه ** پیش تختت صف زده چون نجم و ماه 1390
- Sen şu tahtın üstünde oturuyorsun. Vezirlerle asker, tahtının önünde ay ve yıldızlar gibi saf saf duruyorlar.
-
گفت کودک گریهام زانست زار ** که مرا مادر در آن شهر و دیار
- Çocuk, şundan ağlıyorum dedi; Anam memleketimizde.
-
از توم تهدید کردی هر زمان ** بینمت در دست محمود ارسلان
- Beni daimi seninle korkutur, seni aslan Mahmud’un elinde göreyim derdi.
-
پس پدر مر مادرم را در جواب ** جنگ کردی کین چه خشمست و عذاب
- Babam, anama sıkılır, bu ne kızgınlık, bu ne kötü dilek.
-
مینیابی هیچ نفرینی دگر ** زین چنین نفرین مهلک سهلتر
- Bundan başka bir beddua bulamıyor musun da böyle kötü ve öldürücü bedduada bulunuyorsun.
-
سخت بیرحمی و بس سنگیندلی ** که به صد شمشیر او را قاتلی 1395
- Ne merhametsiz, ne taş yürekli anasın, onu âdeta yüzlerce kılıçla kesip öldürmedesin diye kızar, savaşırdı.
-
من ز گفت هر دو حیران گشتمی ** در دل افتادی مرا بیم و غمی
- Ben ikisinin sözüne şaşardım, gönlüme bir korkudur, bir derttir düşerdi.
-
تا چه دوزخخوست محمود ای عجب ** که مثل گشتست در ویل و کرب
- Mahmud acaba ne cehennem adamki derdim, helâke, felâketlere örnek olmada.
-
من همیلرزیدمی از بیم تو ** غافل از اکرام و از تعظیم تو
- Senin korkundan titrer dururdum, keremlerinden, ağırlamalarından tamamıyla gafildim.