-
چون زره دان این تن پر حیف را ** نی شتا را شاید و نه صیف را
- Şu sitemlerle dopdolu olan bedeni bir zırh bil; ne kışa yarar ne yaza.
-
یار بد نیکوست بهر صبر را ** که گشاید صبر کردن صدر را
- Sabredersen kötü arkadaş iyidir. Sabır, insanın göğsünü açar, insanı genişletir.
-
صبر مه با شب منور داردش ** صبر گل با خار اذفر داردش
- Ayın gece sabretmesi , onu apaydın bir hale kor. Gülün dikene sabrı, onu güzel kokulu bir hale getirir.
-
صبر شیر اندر میان فرث و خون ** کرده او را ناعش ابن اللبون
- Aslanın pislik ve kan içinde kalıp sabretmesi , onu deve yavrularıyla doyurur.
-
صبر جملهی انبیا با منکران ** کردشان خاص حق و صاحبقران 1410
- Peygamberlerin münkirlere sabretmesi onları Allah hassı yapmış , sahipkıran etmiştir.
-
هر که را بینی یکی جامه درست ** دانک او آن را به صبر و کسب جست
- Kimde bir düzgün esvap görsen bil ki onu sabretmek , uğraşıp kazanmakla elde etmiştir.
-
هرکه را دیدی برهنه و بینوا ** هست بر بیصبری او آن گوا
- Kimi aç , çıplak görürsen bu hali , sabırsızlığına tanıktır.
-
هرکه مستوحش بود پر غصه جان ** کرده باشد با دغایی اقتران
- Kim ürker , canı dertler içinde kalırsa mutlaka bir kötü kişiye arkadaşlık etmiştir.
-
صبر اگر کردی و الف با وفا ** ار فراق او نخوردی این قفا
- Eğer sabretsen ülfetine tahammül edip vefa göstersen sevdiğinden ayrılmaz , başını dövmezdin.
-
خوی با حق نساختی چون انگبین ** با لبن که لا احب الافلین 1415
- Balla sütün karıştığı gibi Allah huyuyla huylansaydın “Ben batanları sevmem” der,