-
بهر این مرده دریغ آید دریغ ** که قصاصم افتد اندر زیر تیغ
- Bu ölü herif için kılıç altına gitmek, kısasa razı olmak yazıktır doğrusu, yazık dedi.
-
چون نمیتوانست کف بر خصم زد ** عزمش آن شد کش سوی قاضی برد
- Onu dövemediğinden kadıya götürmeyi kurdu.
-
که ترازوی حق است و کیلهاش ** مخلص است از مکر دیو و حیلهاش 1490
- Çünkü kadı, Allahnın terazisidir. Kilesine şeytan hilesi giremez.
-
هست او مقراض احقاد و جدال ** قاطع جن دو خصم و قیل و قال
- O, hasetlerin, çekişlerin makasıdır. İki düşmanın savaşını, dedikodusunu keser.
-
دیو در شیشه کند افسون او ** فتنهها ساکن کند قانون او
- Afsunu ,şeytanı şişeye hapseder. Kanunu, fitneleri yatıştırır.
-
چون ترازو دید خصم پر طمع ** سرکشی بگذارد و گردد تبع
- Tamahkâr düşman teraziyi görünce serkeşliği bırakır, onun hükmüne uyar.
-
ور ترازو نیست گر افزون دهیش ** از قسم راضی نگردد آگهیش
- Fakat terazi olmazsa çok bile versen payına razı olmaz.
-
هست قاضی رحمت و دفع ستیز ** قطرهای از بحر عدل رستخیز 1495
- Kadı rahmettir, savaşı defeder, kıyametteki adalet denizinden bir katradır o.
-
قطره گرچه خرد و کوتهپا بود ** لطف آب بحر ازو پیدا بود
- Karta, küçük ve ayağı kısa bile olsa denizin letafeti, ondan belli olur.
-
از غبار ار پاک داری کله را ** تو ز یک قطره ببینی دجله را
- Gözündeki tozu temizledin mi bir katra’dan Dicle’yi görebilirsin.