-
ظالمی را رحم آری از کرم ** که برای نفقه بادت سه درم
- Bir zalime, sana harcamak için üç kuruş lâzım diye acırsın ha.
-
دست ظالم را ببر چه جای آن ** که بدست او نهی حکم و عنان 1575
- Acımanın yeri mi? Zalimin elini kes. Halbuki sen, hükmü, dizgini o zalimin eline veriyorsun.
-
تو بدان بز مانی ای مجهولداد ** که نژاد گرگ را او شیر داد
- Sen ey adaleti bilinmez adam, kurt yavrusuna süt veren keçiye benziyorsun!
-
جواب دادن قاضی صوفی را
- Kadının sofiye cevap vermesi
-
گفت قاضی واجب آیدمان رضا ** هر قفا و هر جفا کارد قضا
- Kadı dedi ki: Kaza ve kaderden gelen her silleye her cefaya razı olmamız gerek.
-
خوشدلم در باطن از حکم زبر ** گرچه شد رویم ترش کالحق مر
- Alnımızın yazısına içten razıyım, yüzüm ekşidi ama hoş gör; hak, acıdır.
-
این دلم باغست و چشمم ابروش ** ابر گرید باغ خندد شاد و خوش
- Gönlüm bağdır, gözüm buluta benzer. Bulut ağladı mı bağ güler, neşelenir, hoş bir hale gelir.
-
سال قحط از آفتاب خیرهخند ** باغها در مرگ و جان کندن رسند 1580
- Kıtlık yılında gülüp duran güneşin yüzünden bağlar, bahçeler ölüm haline girer, can çekişirler.
-
ز امر حق وابکوا کثیرا خواندهای ** چون سر بریان چه خندان ماندهای
- Allah’nın “Çok ağlayın” emrini okumuşsundur. Peki, ne diye pişmiş kelle gibi sırıtıp kaldın ya?
-
روشنی خانه باشی همچو شمع ** گر فرو پاشی تو همچون شمع دمع
- Mum gibi daima göz yaşı dökersen mum gibi evi aydınlatmış olursun.
-
آن ترشرویی مادر یا پدر ** حافظ فرزند شد از هر ضرر
- Ananın, yahut babanın ekşi suratı,çocuğu her zarardan korur.