-
از خر عیسی دریغش نیست قند ** لیک خر آمد به خلقت که پسند
- İsa’nın eşeğinden şeker esirgnemez ama eşek, yaradılış bakımından otu beğenir.
-
قند خر را گر طرب انگیختی ** پیش خر قنطار شکر ریختی
- Şeker, eşeği neşelendirseydi önüne kantarla şeker dökülürdü.
-
معنی نختم علی افواههم ** این شناس اینست رهرو را مهم
- “Onların ağızlarını mühürledik” âyetinin mânasını bil. Yolcuya bu, mühim bir şeydir.
-
تا ز راه خاتم پیغامبران ** بوک بر خیزد ز لب ختم گران
- Bunu bil de belki peygamberlerin sonuncusunun yolu hürmetine ağızdan o kuvvetli mühür kaldırılır.
-
ختمهایی که انبیا بگذاشتند ** آن بدین احمدی برداشتند 165
- Peygamberlerden kalan mühürleri, Ahmed’in dini hürmetine kaldırdılar.
-
قفلهای ناگشاده مانده بود ** از کف انا فتحنا برگشود
- Açılmamış kilitleri vardı; onlar, “İnna fettehna” eliyle açıldı.
-
او شفیع است این جهان و آن جهان ** این جهان زی دین و آنجا زی جنان
- O, bu dünyada da şefaatçidir, o dünyada da, bu dünyada insanı dine götürür, o dünyada cennetlere.
-
این جهان گوید که تو رهشان نما ** وآن جهان گوید که تو مهشان نما
- Bu dünyada “Sen onlara yol göster” der; o dünyada “Sen onlara ay gibi yüzünü göster” der.
-
پیشهاش اندر ظهور و در کمون ** اهد قومی انهم لا یعلمون
- Onun gizli, aşikâr işi, daima “Yarabbi, sen kavmime doğru yolu göster, onlar bilmiyorlar” demektir.
-
باز گشته از دم او هر دو باب ** در دو عالم دعوت او مستجاب 170
- Onun nefesiyle iki kapı da açıktır. Duası, iki âlemde de müstecap olur.