-
جسم گوید من یقین سایهی توم ** یاری از سایه که جوید جان عم
- Beden der ki: Ben ancak senin bir gölgenim. Gölgeden kim yardım ister ki?
-
عقل گوید کین نه آن حیرت سراست ** که سزا گستاختر از ناسزاست
- Akıl da burası der, anlayabilecek kişinin, anlayamayacak kişiden daha âciz olduğu bir yerdir. Öyle bir hayret makamıdır burası ki,
-
اندرینجا آفتاب انوری ** خدمت ذره کند چون چاکری 1630
- Burada parlak güneş bile bir zerreye kulluk etmede, köle gibi hizmetlerde bulunmaktadır.
-
شیر این سو پیش آهو سر نهد ** باز اینجا نزد تیهو پر نهد
- Aslan burada ceylânın önüne baş kor. Doğan burada çil kuşunun yanında kanat çırpar.
-
این ترا باور نیاید مصطفی ** چون ز مسکینان همیجوید دعا
- Buna inanmıyorsan neden Mustafa yoksullardan dua ister durur du ya?
-
گر بگویی از پی تعلیم بود ** عین تجهیل از چه رو تفهیم بود
- Bu, belletme içindi dersen bilgisizlik, nasıl olur da anlatma vesilesi kesilir?
-
بلک میداند که گنج شاهوار ** در خرابیها نهد آن شهریار
- O biliyordu ki padişahlara lâyık defineyi, padişah, yıkık yerlere gömer.
-
بدگمانی نعل معکوس ویست ** گرچه هر جزویش جاسوس ویست 1635
- O yıkık yerin her cüzü, defineyi gösterir ama kötü zan, o defineyi kaybetmek için tersine çakılmış nal izlerine benzer.
-
بل حقیقت در حقیقت غرقه شد ** زین سبب هفتاد بل صد فرقه شد
- Hattâ doğrusu hakikat, hakikatte garkolmuştur da bu sebeple yetmiş fıkra, belki de yüz fıkra meydana çıkmıştır.
-
با تو قلماشیت خواهم گفت هان ** صوفیا خوش پهن بگشا گوش جان
- Sofi, can kulağını iyi aç, sana kendi saçma sözlerini anlatıyorum.