-
چونک در خلاقیم تنها توی ** کار رزاقیم تو کن مستوی
- Beni yaratan yalnız sensin. Rızkımı da sen düzene koy demekteydi.
-
سالها زو این دعا بسیار شد ** عاقبت زاری او بر کار شد 1840
- Yıllarca bu duada bulundu. Nihayet ağlayıp yalvarışı tesir etti.
-
همچو آن شخصی که روزی حلال ** از خدا میخواست بیکسب و کلال
- Hani çalışmadan, yorulmadan helâl bir rızk isteyen adam vardı ya, onun gibi.
-
گاو آوردش سعادت عاقبت ** عهد داود لدنی معدلت
- Nihayet Allah adaletine sahip Davut Peygamber zamanında bir öküz, onu kutluluğa ulaştırmıştı.
-
این متیم نیز زاریها نمود ** هم ز میدان اجابت گو ربود
- Bu adamda yüzünü yerlere sürdü, yalvarıp sızladı, nihayet meydandan icabet topunu çeldi.
-
گاه بدظن میشدی اندر دعا ** از پی تاخیر پاداش و جزا
- Bazen duasının kabul edilmeyişine bakıp kötü zanlara düşüyor, niçin duam kabul edilmiyor diyor,
-
باز ارجاء خداوند کریم ** در دلش بشار گشتی و زعیم 1845
- Derken yine Allah’nın lûtuf ve keremi, gönlüne muştuluklar veriyor, duasının kabul edileceğine delil oluyordu.
-
چون شدی نومید در جهد از کلال ** از جناب حق شنیدی که تعال
- Çalışıp çabalarken yorulup ümitsizliğe düşünce Allah tapısında gel sesini duyuyordu.
-
خافضست و رافعست این کردگار ** بی ازین دو بر نیاید هیچ کار
- Allah alçaltıcıdır, yücelticidir. Bu ikisinden başka hiçbir işi yoktur.
-
خفض ارضی بین و رفع آسمان ** بی ازین دو نیست دورانش ای فلان
- Yerin alçalışına bak, göğün yücelişine bak. Kâinatın devranı bu ikisinden hâli değildir.