-
کعبهی جبریل و جانها سدرهای ** قبلهی عبدالبطون شد سفرهای
- Cebrail’le canların kıblesi Sidre’dir, karnına kul olanların kıblesi sofra.
-
قبلهی عارف بود نور وصال ** قبلهی عقل مفلسف شد خیال
- Arifin kıblesi vuslat nurudur, filozaflaşan aklın kıblesi hayal.
-
قبلهی زاهد بود یزدان بر ** قبلهی مطمع بود همیان زر
- Zâhidin kıblesi ihsan sahibi Allah’dır, tamahkârın kıblesi altınla dolu torba.
-
قبلهی معنیوران صبر و درنگ ** قبلهی صورتپرستان نقش سنگ
- Mâna gözetenlerin kıblesi sabırdır, surete tapanların kıblesi taştan yapılan suret.
-
قبلهی باطننشینان ذوالمنن ** قبلهی ظاهرپرستان روی زن 1900
- Bâtın âleminde oturanların kıblesi lûtuf ve ihsan sahibi Allah’dır, zâhire tapanların kıblesi kadın yüzü.
-
همچنین برمیشمر تازه و کهن ** ور ملولی رو تو کار خویش کن
- Böylece eski yeni... Say dur. Usanırsan yürü, işine bak!
-
رزق ما در کاس زرین شد عقار ** وآن سگان را آب تتماج و تغار
- Bizim rızkımız, altın kâse içindeki şarap, köpeklerin rızkı, yal yedikleri yere dökülen tutamaç suyu.
-
لایق آنک بدو خو دادهایم ** در خور آن رزق بفرستادهایم
- Ne huyla huylandırdıysak ona lâyıksın. Seni o rızk için göndermişizdir.
-
خوی آن را عاشق نان کردهایم ** خوی این را مست جانان کردهایم
- Onu ekmeğe âşık ettik, o huyu verdik ona. Bunu sevgiliye âşık ettik, sarhoş yaptık, bu huyu verdik buna.
-
چون به خوی خود خوشی و خرمی ** پس چه از درخورد خویت میرمی 1905
- Huyundan razıysan, hoşlanıyorsan neden ondan kaçıyorsun öyleyse?