-
این بهانه هم ز دستان دلیست ** که ازو پاهای دل اندر گلیست
- Bu bahanede, gönlüne ait bir hiledir ki gönlün ayakları, o yüzden, toprağa kakılmış kalmıştır.
-
صد دل و جان عاشق صانع شده ** چشم بد یا گوش بد مانع شده
- Yüzlerce gönül ve can, yaratıcı Allah’ya âşık olmuştur da onlara ya kem göz mâni olmuştur, ya kötü kulak.
-
خود یکی بوطالب آن عم رسول ** مینمودش شنعهی عربان مهول
- Bunların bir tanesi de Peygamber’in amcası. Arapların kınaması, ona pek korkunç göründü.
-
که چه گویندم عرب کز طفل خود ** او بگردانید دیدن معتمد 195
- Arap, kendi çocuğuna uydu da, güvenilir dininden döndü, derlerse, ne derim?, dedi.
-
گفتش ای عم یک شهادت تو بگو ** تا کنم با حق خصومت بهر تو
- Peygamber, amca, dedi, bir kere şahadet getir de senin için Allah’ya şefaat edeyim.
-
گفت لیکن فاش گردد ازسماع ** کل سر جاوز الاثنین شاع
- Ebutalip, doğru ama duyulur, yayılır, herkes duyar. İki kişiyi aşan her sır yayılır, otuz iki dişten otuz iki orduya duyulur.
-
من بمانم در زبان این عرب ** پش ایشان خوار گردم زین سبب
- Bu Arapların diline düşerim. Onların yanında bu yüzden hor hakîr olurum, dedi.
-
لیک گر بودیش لطف ما سبق ** کی بدی این بددلی با جذب حق
- Fakat Allah’nın ezelî lütfu olsaydı Allah çekişiyle beraber bu kötü gönüllülük olur muydu hiç?...
-
الغیاث ای تو غیاث المستغیث ** زین دو شاخهی اختیارات خبیث 200
- Ey düşkünlere yardım eden Allah, medet! Medet bu iki taraflı dileklerden!
-
من ز دستان و ز مکر دل چنان ** مات گشتم که بماندم از فغان
- Ben, gönlün hilesinden, düzeninden öyle perişan bir hale geldim ki feryada bile kudretim kalmadı.