Bunu, Kuran’daki “Göklerle yeryüzü Allah emanetini kabul etmekten korktular, çekindiler” âyetini oku da Allah’dan duy.
این تردد هست در دل چون وغا ** کین بود به یا که آن حال مرا
Bu ikilikte kalış, acaba şu mu iyidir, hayırlıdır, yoksa o mu, diye tereddüde düşüş, gönülde bir savaş gibidir.
در تردد میزند بر همدگر ** خوف و اومید بهی در کر و فر
Tereddütte de bütün kudretleriyle korku ve ümit birbirine saldırır.
مناجات و پناه جستن به حق از فتنهی اختیار و از فتنهی اسباب اختیار کی سماوات و ارضین از اختیار و اسباب اختیار شکوهیدند و ترسیدند و خلقت آدمی مولع افتاد بر طلب اختیار و اسباب اختیار خویش چنانک بیمار باشد خود را اختیار کم بیند صحت خواهد کی سبب اختیارست تا اختیارش بیفزاید و منصب خواهد تا اختیارش بیفزاید و مهبط قهر حق در امم ماضیه فرط اختیار و اسباب اختیار بوده است هرگز فرعون بینوا کس ندیده است
Dileğiyle bir yolu seçme ve bu seçişin sebeplerini sınamadan Allah’ya sığınma ve münacat.Göklerle yerler de bu ihtiyara sahip oluştan ve sebeplerinden ürktüler,korktular.Halbuki insan,yaratılışından ihtiyarı ve ihtiyarının sebeplerini dilemeye haristir. Nitekim insan ,hastalandı mı ihtiyarını az görür de ihtiyar sahibi oluşa sebep bulunan iyiliğini ister, bu suretle ve mevki sahibi olmakla ihtiyarının çoğalmasını diler . Eski milletlerde de Allah kahrının inmesine sebep , ihtiyarın ve sebeplerinin çokluğu idi.Firavun’u hiç kimse asla yoksul görmedi.
اولم این جزر و مد از تو رسید ** ورنه ساکن بود این بحر ای مجید 210
Ey yüce Allah, önce bendeki bu çekiliş ve yükselip geliş senden meydana geldi, yoksa bu deniz, sakindi Yarabbi.
هم از آنجا کین تردد دادیم ** بیتردد کن مرا هم از کرم
Bana bu tereddüdü, o makamdan verdin, kereminle yine beni tereddütsüz bir hale getir.
ابتلاام میکنی آه الغیاث ** ای ذکور از ابتلاات چون اناث
Medet ey feryada yetişen Allahm, sen beni dertlere müptelâ etmektesin. Senin verdiğin dertlerle erler bile kadınlara döner.
تا بکی این ابتلا یا رب مکن ** مذهبیام بخش و دهمذهب مکن
Bu derde uğratış niceye dek, yapma Yarabbi. Bana bir yol bağışla, on yol verme bana.
اشتریام لاغری و پشت ریش ** ز اختیار همچو پالانشکل خویش
Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
این کژاوه گه شود این سو گران ** آن کژاوه گه شود آن سو کشان 215
Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede.
بفکن از من حمل ناهموار را ** تا ببینم روضهی ابرار را
Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.