-
هم از آنجا کین تردد دادیم ** بیتردد کن مرا هم از کرم
- Bana bu tereddüdü, o makamdan verdin, kereminle yine beni tereddütsüz bir hale getir.
-
ابتلاام میکنی آه الغیاث ** ای ذکور از ابتلاات چون اناث
- Medet ey feryada yetişen Allahm, sen beni dertlere müptelâ etmektesin. Senin verdiğin dertlerle erler bile kadınlara döner.
-
تا بکی این ابتلا یا رب مکن ** مذهبیام بخش و دهمذهب مکن
- Bu derde uğratış niceye dek, yapma Yarabbi. Bana bir yol bağışla, on yol verme bana.
-
اشتریام لاغری و پشت ریش ** ز اختیار همچو پالانشکل خویش
- Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
-
این کژاوه گه شود این سو گران ** آن کژاوه گه شود آن سو کشان 215
- Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede.
-
بفکن از من حمل ناهموار را ** تا ببینم روضهی ابرار را
- Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.
-
همچو آن اصحاب کهف از باغ جود ** میچرم ایقاظ نی بل هم رقود
- Uyanık olarak değil de Ashabı Kehf gibi uykuda olarak cömertlik bahçesinde yayılayım.
-
خفته باشم بر یمین یا بر یسار ** برنگردم جز چو گو بیاختیار
- Sağıma, soluma yatıp uyuyayım, fakat ancak top gibi ihtiyarsız olarak yuvarlanayım.
-
هم به تقلیب تو تا ذات الیمین ** یا سوی ذات الشمال ای رب دین
- Ey din Allahsı, sağıma da dönersem senin döndürmenle döneyim, soluma da dönersem senin döndürmenle.
-
صد هزاران سال بودم در مطار ** همچو ذرات هوا بیاختیار 220
- Yüz binlerce yıllardır havadaki zerreler gibi ihtiyarsızdım.