-
گفت آن درویش ای دانای راز ** از پی این گنج کردم یاوهتاز
- O derviş dedi ki: Ey sırları bilen, bu define için ömrümü zây ettim.
-
دیو حرص و آز و مستعجل تگی ** نی تانی جست و نی آهستگی
- Hırs şeytanı, acele ettirdi, bana. Ne yavaşlığım kaldı, ne tedbirim, ne ihtiyatım.
-
من ز دیگی لقمهای نندوختم ** کف سیه کردم دهان را سوختم 2290
- Tencereden bir lokma bile yemedim. Yalnız avucum siyahlandı, ağzım yandı.
-
خود نگفتم چون درین ناموقنم ** زان گرهزن این گره را حل کنم
- Bunu iyice bilmiyorum, bari bu düğümü bağlayana müracaat ederek çözeyim demedim.
-
قول حق را هم ز حق تفسیر جو ** هین مگو ژاژ از گمان ای سخترو
- Tanrı’nın sözünü de Tanrı sözü ile tefsire kalkış. Kendine gel de zannına uyup hezeyan etme a pek yüzlü!
-
آن گره کو زد همو بگشایدش ** مهره کو انداخت او بربایدش
- Düğümü kim bağladıysa o çözer. Bu nükteleri, bu sırları, yine söyleyen açar.
-
گرچه آسانت نمود آن سان سخن ** کی بود آسان رموز من لدن
- Sana o çeşit söz, kolay anlaşılır gibi gelir ama Tanrı remizleri kolay anlaşılır mı hiç?
-
گفت یا رب توبه کردم زین شتاب ** چون تو در بستی تو کن هم فتح باب 2295
- Adam yarabbi dedi, bu işten tövbe ettim. Kapıyı sen kapadın, yine sen aç!
-
بر سر خرقه شدن بار دگر ** در دعا کردن بدم هم بیهنر
- Duada da bir hünerim yokmuş, yine başımı hırkaya çekiyor, sana yalvarıyorum.
-
کو هنر کو من کجا دل مستوی ** این همه عکس توست و خود توی
- Hüner nerede, ben neredeyim, doğru bir gönül nerede? Bunların hepside senin aksin, hepsi de sensin.