ان بعض الظن اثم است ای وزیر ** نیست استم راست خاصه بر فقیر
“Şüphe yok ki şüphenin bazısı suçtur, günahtır.” Sitem, hele yoksula olursa hiç doğru değildir.
شه نگیرد آنک میرنجاندش ** از چه گیرد آنک میخنداندش 2570
Padişah kendisini inciten kişiye bile kötülük etmezken nasıl olur da onu güldürene kötülük eder?
گفت صاحب پیش شه جاگیر شد ** کاشف این مکر و این تزویر شد
Fakat vezirin sözü, padişahın gönlüne yer etmişti.
گفت دلقک را سوی زندان برید ** چاپلوس و زرق او را کم خرید
“Delkak’ı zindana götürün, maskaralığına, riyasına pek kapılmayın.
میزنیدش چون دهل اشکمتهی ** تا دهلوار او دهدمان آگهی
Boş karnına davul gibi vurun da davul gibi nesi var, nesi yoksa bize haber versin.
تر و خشک و پر و تی باشد دهل ** بانگ او آگه کند ما را ز کل
Davul kuru olursa sesi başka türlü çıkar, yaş olursa başka türlü. İçinde bir şey olursa başka türlü bir ses verir, boş olursa başka türlü. Sesi ne halde olduğunu bildirir bize.
تا بگوید سر خود از اضطرار ** آنچنان که گیرد این دلها قرار 2575
Siz de onu dövün de zorundan içindekini söylesin, gönüllerimiz kabul edinceye kadar nesi var, nesi yoksa açığa vursun.
چون طمانینست صدق و با فروغ ** دل نیارامد به گفتار دروغ
Parlak ve açık doğru söz, gönle rahatlık verir. Gönül, yalan sözle yatışmaz.
کذب چون خس باشد و دل چون دهان ** خس نگردد در دهان هرگز نهان
Yalan, çerçöpe benzer, gönül de ağza. Çöp ağızda gizlenmez.
تا درو باشد زبانی میزند ** تا به دانش از دهان بیرون کند
Ağızda çöp oldu mu dil dolanır durur, nihayet onu ağızdan atar.