تر و خشک و پر و تی باشد دهل ** بانگ او آگه کند ما را ز کل
Davul kuru olursa sesi başka türlü çıkar, yaş olursa başka türlü. İçinde bir şey olursa başka türlü bir ses verir, boş olursa başka türlü. Sesi ne halde olduğunu bildirir bize.
تا بگوید سر خود از اضطرار ** آنچنان که گیرد این دلها قرار 2575
Siz de onu dövün de zorundan içindekini söylesin, gönüllerimiz kabul edinceye kadar nesi var, nesi yoksa açığa vursun.
چون طمانینست صدق و با فروغ ** دل نیارامد به گفتار دروغ
Parlak ve açık doğru söz, gönle rahatlık verir. Gönül, yalan sözle yatışmaz.
کذب چون خس باشد و دل چون دهان ** خس نگردد در دهان هرگز نهان
Yalan, çerçöpe benzer, gönül de ağza. Çöp ağızda gizlenmez.
تا درو باشد زبانی میزند ** تا به دانش از دهان بیرون کند
Ağızda çöp oldu mu dil dolanır durur, nihayet onu ağızdan atar.
خاصه که در چشم افتد خس ز باد ** چشم افتد در نم و بند و گشاد
Hele göze bir çöp girerse göz yaşarır, kapanıp açılmaya başlar.
ما پس این خس را زنیم اکنون لگد ** تا دهان و چشم ازین خس وا رهد 2580
Biz, bu çöpü, ağzımıza, gözümüze girmeden ayağımızın altında ezelim” dedi.
گفت دلقک ای ملک آهسته باش ** روی حلم و مغفرت را کمخراش
Delkak padişahım yavaş ol dedi. Yavaşlık ve yarlıgama yüzünü pek yırtma.
تا بدین حد چیست تعجیل نقم ** من نمیپرم به دست تو درم
Beni azaba sokmak için neden bu kadar acele ediyorsun? Senin elindeyim, kuş değilim ki, uçayım.
آن ادب که باشد از بهر خدا ** اندر آن مستعجلی نبود روا
Tanrı için verilen cezada acele etmek doğru değildir.