English    Türkçe    فارسی   

6
2797-2806

  • پس فتادم زان کمال مستتم  ** از فن زالی به زندان رحم 
  • O tam yücelikten bir kocakarının hilesiyle rahim zindanına düştüm.
  • روح را از عرش آرد در حطیم  ** لاجرم کید زنان باشد عظیم 
  • Ruhu ta arştan bu yurda getirdi. Hasılı kadınların hilesi pek büyük.
  • اول و آخر هبوط من ز زن  ** چونک بودم روح و چون گشتم بدن 
  • İnişim, önce de kadın yüzünden, sonra da kadın yüzünden. Ruhtum, nasıl oldu da bedene büründüm?
  • بشنو این زاری یوسف در عثار  ** یا بر آن یعقوب بی‌دل رحم آر  2800
  • Ya bu düşkün Yusuf’un ağlayıp inlemesini duy, yahut o âşık Yakub’a merhamet et.
  • ناله از اخوان کنم یا از زنان  ** که فکندندم چو آدم از جنان 
  • Kardeşlerimden mi feryat edeyim, kadınlardan mı? Âdem gibi cennetlerden düştüm ben!
  • زان مثال برگ دی پژمرده‌ام  ** کز بهشت وصل گندم خورده‌ام 
  • Kış yaprağı gibi soldum, çünkü vuslat cennetinde buğday yedim.
  • چون بدیدم لطف و اکرام ترا  ** وآن سلام سلم و پیغام ترا 
  • Senin lûtfunu, ihsanını, o barış selâmını o güzel haberini duyunca,
  • من سپند از چشم بد کردم پدید  ** در سپندم نیز چشم بد رسید 
  • Kötü göz değmesin diye ateşe çöreotu attım, fakat çöreotuma da kötü göz değdi.
  • دافع هر چشم بد از پیش و پس  ** چشم‌های پر خمار تست و بس  2805
  • Önde de sonda da her kötü gözü def eden, ancak ve ancak mahmur gözlerindir.
  • چشم بد را چشم نیکویت شها  ** مات و مستاصل کند نعم الدوا 
  • Padişahın kötü gözü, senin güzel gözlerin mat eder, mahveder; ne güzel ilâç bu.