-
عشق حق و سر شاهدبازیش ** بود مایهی جمله پردهسازیش
- Tanrı’nın aşkı, onu şahidi “güzeli” sevmesi, bütün bu perdeleri düzüp koşmasına sebep oldu.
-
پس از آن لولاک گفت اندر لقا ** در شب معراج شاهدباز ما
- Onun için bizim şahit (güzel) seven Tanrımız, Miraç gecesi, Peygamberle buluşunca “Sen olmasaydın gökleri yaratmazdım” dedi.
-
این قضا بر نیک و بد حاکم بود ** بر قضا شاهد نه حاکم میشود 2885
- Bu kadı, iyiye de hüküm etmede, kötüye de. Fakat şahit, kadıya bile hüküm etmiyor mu?
-
شد اسیر آن قضا میر قضا ** شاد باش ای چشمتیز مرتضی
- Hüküm sahibi, şahide esir oldu. Sevin ey Tanrı rızasını kazanan kişinin keskin gözü.
-
عارف از معروف بس درخواست کرد ** کای رقیب ما تو اندر گرم و سرد
- Tanrıyı bilen, bilinen Tanrı’dan pek ziyade niyazda bulundu; ey sıcakta soğukta bizi gözleyen Tanrı dedi...
-
ای مشیر ما تو اندر خیر و شر ** از اشارتهات دلمان بیخبر
- Sen hayırda da danıştığımız zatsın, şerde de. Fakat gönlümüz, senin remizlerinden, buyruklarından bihaberdir.
-
ای یرانا لانراه روز و شب ** چشمبند ما شده دید سبب
- Biz seni görmeyiz, fakat sen gece gündüz bizi görürsün. Sebebi görmemiz bizim gözümüzü bağlar.
-
چشم من از چشمها بگزیده شد ** تا که در شب آفتابم دیده شد 2890
- Benim gözüm, gözler arasından seçildi de geceleyin güneşi gördü.
-
لطف معروف تو بود آن ای بهی ** پس کمال البر فی اتمامه
- Ey yüce, ey ulu Tanrı, o, senin lûtfundu. Lûtfun yüceliği, tamamlanmasındandır.
-
یا رب اتمم نورنا فی الساهره ** وانجنا من مفضحات قاهره
- Yarabbi, nurumuzu kıyamette de fazlalaştır, tamamla. Bizi kahredici kötülüklerden kurtar.