English    Türkçe    فارسی   

6
2901-2910

  • معده نان را می‌کشد تا مستقر  ** می‌کشد مر آب را تف جگر 
  • Mide, ta dibine kadar ekmeği çekmededir, ciğerdeki hararet, suyu.
  • چشم جذاب بتان زین کویها  ** مغز جویان از گلستان بویها 
  • Güzellerin çekici gözleri de buralarda döner, dolaşır, gül bahçelerindeki kokuları arar durur.
  • زانک حس چشم آمد رنگ کش  ** مغز و بینی می‌کشد بوهای خوش 
  • Çünkü gözün duygusu, rengi çeker; beyin ve burun, güzel kokuları.
  • زین کششها ای خدای رازدان  ** تو به جذب لطف خودمان ده امان 
  • Bu çekilişleri de sırları bilen Tanrı’dan bil. Sen, kendi çekişinle bizi buralardan kurtar Yarabbi!
  • غالبی بر جاذبان ای مشتری  ** شاید ار درماندگان را وا خری  2905
  • Ey müşterimiz olan Tanrı, sen bu çekicilerden üstünsün. Âcizleri satın alırsan değer, yaraşır.
  • رو به شه آورد چون تشنه به ابر  ** آنک بود اندر شب قدر آن بدر 
  • Kadir gecesi, o dolunayı tanıyan, susuz kişinin buluta yüz çevirmesi gibi yüzünü padişaha döndürdü.
  • چون لسان وجان او بود آن او  ** آن او با او بود گستاخ‌گو 
  • Dili de onundu zaten, canı da. Onun olan, ona küstahça söz söylese ne çıkar?
  • گفت ما گشتیم چون جان بند طین  ** آفتاب جان توی در یوم دین 
  • Dedi ki: Biz can gibi balçığa kakılıp kaldık. Kıyamet gününde can güneşi sensin.
  • وقت آن شد ای شه مکتوم‌سیر  ** کز کرم ریشی بجنبانی به خیر 
  • Ey gizlice yürüyen padişah, vakti geldi... Kerem et, hayırlısı ile bir sakalını oynat.
  • هر یکی خاصیت خود را نمود  ** آن هنرها جمله بدبختی فزود  2910
  • Her birimiz hünerimizi gösterdik, fakat o hünerler, ancak bahtsızlığımızı arttırdı.