-
برد هم جنسی پریانش چنان ** که رباید روح را زخم سنان 2980
- Kılıç yarası, bedenden ruhu nasıl çalarsa peri cinsinden oluşu onu, insanlar arasından öyle kaptı işte.
-
چون بهشتی جنس جنت آمدست ** هم ز جنسیت شود یزدانپرست
- Cennetlik, cennet cinsinden olduğu için bu cinsiyet bakımından Tanrı’ya tapar.
-
نه نبی فرمود جود و محمده ** شاخ جنت دان به دنیا آمده
- Peygamber “Hamd ve cömertlik, dünyaya uzanmış cennet dallarıdır” demedi mi?
-
مهرها را جمله جنس مهر خوان ** قهرها را جمله جنس قهر دان
- Bütün sevgileri, lûtufları, sevgi ve lûtuf cinsinden bil, bütün kahırları da kahır cinsinden.
-
لاابالی لا ابالی آورد ** زانک جنس هم بوند اندر خرد
- Küstahlık, küstahlığı doğurur, aldatan aldanır. Çünkü bunlar akıl bakımından birbirlerinin cinsidir.
-
بود جنسیت در ادریس از نجوم ** هشت سال او با زحل بد در قدوم 2985
- İdris yıldızların cinsindendi. Onun için sekiz yıl Zuhal’de kaldı.
-
در مشارق در مغارب یار او ** همحدیث و محرم آثار او
- Zuhal, doğularda da onun dostu oldu, batılarda da, herhalde onunla konuştu, onun sırlarına mahrem oldu.
-
بعد غیبت چونک آورد او قدوم ** در زمین میگفت او درس نجوم
- Kaybolduktan sonra tekrar dünyaya gelince yeryüzünde nücum bilgisine dair ders verirdi.
-
پیش او استارگان خوش صف زده ** اختران در درس او حاضر شده
- Önünde yıldızlar güzelce saf kurarlar, dersinde bulunurlardı.
-
آنچنان که خلق آواز نجوم ** میشنیدند از خصوص و از عموم
- Bir derecede ki aşağılık yukarılık bütün halk, yıldızların seslerini duyarlardı.