-
رفت در حمام او رنجور جان ** کون دریده همچو دلق تونیان 310
- Gitti ama bitkin bir haldeydi. Ardı, külhancıların yırtık peştamalına dönmüştü.
-
آمد از حمام در گردک فسوس ** پیش او بنشست دختر چون عروس
- Zavallı hamamdan dönünce efendinin kızı, gelin gibi odaya geçip oturdu.
-
مادرش آنجا نشسته پاسبان ** که نباید کو کند روز امتحان
- Anası, köle, kızı gündüzün sınamaya kalkmasın diye oracıkta beklemekteydi.
-
ساعتی در وی نظر کرد از عناد ** آنگهان با هر دو دستش ده بداد
- Köle, bir müddet kinle kıza baktı da sonra ellerinin on parmağını da ona doğru sallayıp dedi ki:
-
گفت کس را خود مبادا اتصال ** با چو تو ناخوش عروس بدفعال
- Dilerim kimse seninle buluşmasın, senin gibi kötü ve pis bir geline düşmesin.
-
روز رویت روی خاتونان تر ** کیر زشتت شب بتر از کیر خر 315
- Gündüzün yüzün, kadınlar gibi ter-ü taze, geceleyin çirkin aletin, eşek aletinden beter.
-
همچنان جمله نعیم این جهان ** بس خوشست از دور پیش از امتحان
- İşte şu âlemin bütün nimetleri, uzaktan pek hoştur ama yaklaştı mı sınamadan ibarettir.
-
مینماید در نظر از دور آب ** چون روی نزدیک باشد آن سراب
- Uzaktan su görünür ,yanına vardın mı görürsün ki serapmış.
-
گنده پیرست او و از بس چاپلوس ** خویش را جلوه کند چون نو عروس
- O kokmuş bir kocakarıdır ama çok cilvelidir, kendisini yeni bir gelin gibi gösterir.
-
هین مشو مغرور آن گلگونهاش ** نوش نیشآلودهی او را مچش
- Sakın onun yüzündeki boyaya aldanma; aman, onun zehirle karışık şerbetini tatmaya kalkışma.