-
وا رهیدی از حوالهی جا به جا ** اندرین کاشان پر خوف و رجا 3235
- Bu korku ve ümitle dolu Kâşan’da oradan oraya yollanmadan kurtulursun.
-
اندرین جو غنچه دیدی یا شجر ** همچو هر جو تو خیالش ظن مبر
- Bu ırmakta konca, yahut ağaç gördün meselâ her ırmakta olduğu gibi onu hayal sanma.
-
که ترا از عین این عکس نقوش ** حق حقیقت گردد و میوهفروش
- Bu nakışların aksi, doğrudur ve Tanrı bunlardan sana meyve satar.
-
چشم ازین آب از حول حر میشود ** عکس میبیند سد پر میشود
- Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
-
پس به معنی باغ باشد این نه آب ** پس مشو عریان چو بلقیس از حباب
- Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
-
بار گوناگونست بر پشت خران ** هین به یک چون این خران را تو مران 3240
- Eşeklerin sırtında çeşit çeşit yükler var kendine gel, bu eşekleri bir sopayla sürme.
-
بر یکی خر بار لعل و گوهرست ** بر یکی خر بار سنگ و مرمرست
- Eşeğin birindeki yük Lâal ve mücevherdir öbüründeki yük taş ve mermer.
-
بر همه جوها تو این حکمت مران ** اندرین جو ماه بین عکسش مخوان
- Her ırmağı da bir sanma. Bu ırmakta ay gör, ayın aksi deme.
-
آب خضرست این نه آب دام و دد ** هر چه اندر روی نماید حق بود
- Bu, hayvanların içtiği su değil Hızır’ın içtiği Abıhayat. Onda ne görünürse doğrudur.
-
زین تگ جو ماه گوید من مهم ** من نه عکسم همحدیث و همرهم
- Bu ırmağın dibinde görünen ay, ben ayım, ayın aksi değilim, seninle konuşan seninle yol arkadaşlığı eden benim der.