-
صورتی را چون بدل ره میدهند ** از ندامت آخرش ده میدهند
- Bir suret, gönüle girdi mi insan, sonunda nedamete düşer, o suretten bezer.
-
توبه میآرند هم پروانهوار ** باز نسیان میکشدشان سوی کار 345
- Sonunda herkes, kapıldığı suretten tövbe eder, fakat yine unutuş gelir, onu o yana çeker.
-
همچو پروانه ز دور آن نار را ** نور دید و بست آن سو بار را
- Pervane gibi uzaktan o ateşi nur görür, yükünü o tarafa çeker.
-
چون بیامد سوخت پرش را گریخت ** باز چون طفلان فتاد و ملح ریخت
- Fakat geldi mi kanadı yanıp kaçar. Kaçar ama çocuklar gibi yine gelir, yaraya tuz eker.
-
بار دیگر بر گمان طمع سود ** خویش زد بر آتش آن شمع زود
- Yine zanna, tamaha düşer, derhal kendisini o ateşe atar.
-
بار دیگر سوخت هم واپس بجست ** باز کردش حرص دل ناسی و مست
- Yine yanar, sıçrar. Fakat yine gönlündeki hırs, kendisine yandığını unutturur, sarhoş eder.
-
آن زمان کز سوختن وا میجهد ** همچو هندو شمع را ده میدهد 350
- Hintli köle gibi bezdi de o işten vazgeçti mi işte o zaman yanmaktan kurtulur.
-
که ای رخت تابان چون ماه شبفروز ** وی به صحبت کاذب و مغرورسوز
- Ey geceleri aydınlatan ay gibi yüzü parlak güzel, ey konuşup görüşmesine aldananı yakan yalancı, der.
-
باز از یادش رود توبه و انین ** کاوهن الرحمن کید الکاذبین
- Fakat yine tövbe ve sızlanma, hatırından çıkar. Çünkü Allah, yalancıların düzenini zayıf bir hale getirir, bozar gider.
-
در عموم تاویل این آیت کی کلما اوقدوا نارا للحرب
- “Savaş ateşini yaktılar mı Allah söndürür” âyetinin herkese ait oluşu
-
کلما هم اوقدوا نار الوغی ** اطفاء الله نارهم حتی انطفا
- Onlar, savaş ateşini yaktılar mı Allah, onların ateşini tamamiyle söndürür.