-
گفت سوداناک خوابی دیدهام ** در دل خود آفتابی دیدهام
- Kethuda, güzel bir rüya gördüm dedi. Gönlüme doğmuş bir güneş gördüm.
-
خواب دیدم خواجهی بیدار را ** آن سپرده جان پی دیدار را
- O uyanık muhtesibi, o sevgiliye ulaşmak için can vereni gördüm.
-
خواب دیدم خواجهی معطی المنی ** واحد کالالف ان امر عنی
- İstekleri veren, bir iş için çağrılınca bin kişiye bedel olan efendiyi gördüm.
-
مست و بیخود این چنین بر میشمرد ** تا که مستی عقل و هوشش را ببرد 3565
- Sarhoş ve kendisinden geçmiş bir halde böyle sayıp dökerken nihayet sarhoşluk, aklını, fikrini aldı.
-
در میان خانه افتاد او دراز ** خلق انبه گرد او آمد فراز
- Evin ortasına upuzun düştü. Halk, başına üşüştü.
-
با خود آمد گفت ای بحر خوشی ** ای نهاده هوشها در بیهشی
- Bir müddet sonra kendisine gelince dedi ki: Ey iyilik, güzellik denizi, ey akılları kendisinden geçiren!
-
خواب در بنهادهای بیداریی ** بستهای در بیدلی دلداریی
- Uyanıklıkta uyku veren, gönülsüzlük âleminde gönül alıcılığı bağışlayan!
-
توانگری پنهان کنی در ذل فقر ** طوق دولت بسته اندر غل فقر
- Aşağılık yoksullukta bir gönül zenginliği verir.Devlet boyunduruğunu da yoksulluk zinciri edersin.
-
ضد اندر ضد پنهان مندرج ** آتش اندر آب سوزان مندرج 3570
- Zıddı, zıddın içine kor, yakıcı suya ateş hararetini verirsin.
-
روضه اندر آتش نمرود درج ** دخلها رویان شده از بذل و خرج
- Nemrud’ un ateşinde bahçe gizlidir, harcamakla ihsan etmekle gelir artar.