-
آن طبیبان آنچنان بندهی سبب ** گشتهاند از مکر یزدان محتجب
- Hekimler, sebebe kul kesilmişler, Tanrı hilesini görememişlerdi.
-
گر ببندی در صطبلی گاو نر ** باز یابی در مقام گاو خر 3680
- Bir ahıra öküz bağlasan, sonra öküzün yerinde bir eşeği bağlı bulsan,
-
از خری باشد تغافل خفتهوار ** که نجویی تا کیست آن خفیه کار
- Bu işi gizlice kim yaptı diye araştırmaz, uykudaymış gibi gaflet edersen bu, eşekliktir.
-
خود نگفته این مبدل تا کیست ** نیست پیدا او مگر افلاکیست
- Kendi kendine “ Bunu değiştiren kim? Görünmüyor ama acaba göktekilerden biri mi yaptı bu işi” demiyorsun ha?
-
تیر سوی راست پرانیدهای ** سوی چپ رفتست تیرت دیدهای
- Oku dosdoğru sağ tarafa attın, gördün ki sola gitti!
-
سوی آهویی به صیدی تاختی ** خویش را تو صید خوکی ساختی
- Bir ceylân avlamak için at sürdün, domuza av oldun!
-
در پی سودی دویده بهر کبس ** نارسیده سود افتاده به حبس 3685
- Kazanç için kâr elde etmeye koştun, kâr şöyle dursun, hapse girdin.
-
چاهها کنده برای دیگران ** خویش را دیده فتاده اندر آن
- Başkaları için kuyu kazdın, bir de gördün ki o kuyuya sen düşmüşsün.
-
در سبب چون بیمرادت کرد رب ** پس چرا بدظن نگردی در سبب
- Görüyorsun ki Tanrı, sebeplere el attın ama seni muradına eriştirmedi. Peki neden sebepler hakkında bir kötü zanna düşmedin?
-
بس کسی از مکسبی خاقان شده ** دیگری زان مکسبه عریان شده
- Niceler, kazançla padişah kesildiler, niceler de kazanç peşinde çırçıplak kaldılar.