-
پس چو دانستی که قهرت میکند ** بر سرت دبوس محنت میزند
- Madem ki seni kahredeceğini, başına mihnet topuzunu vuracağını bildin;
-
پس بکن دفعش چو نمرودی به جنگ ** سوی او کش در هوا تیری خدنگ
- Hadi Nemrut gibi savaş, havayı okla bakalım!
-
همچو اسپاه مغل بر آسمان ** تیر میانداز دفع نزع جان
- Hani Moğol askerleri gibi... Onlar da biri hastalandı mı ölmesin diye göğe ok atarlar ya, sen de atadur.
-
یا گریز از وی اگر توانی برو ** چون روی چون در کف اویی گرو 375
- Yahut da kaçabilirsen kaç, kurtul bakalım.İmkânı mı var? Onun eline bir kere rehin olmuşsun.
-
در عدم بودی نرستی از کفش ** از کف او چون رهی ای دستخوش
- Yokluktayken bile elinden kurtulamadın, şimdi nasıl kurtulabilirsin a güzelim!
-
آرزو جستن بود بگریختن ** پیش عدلش خون تقوی ریختن
- İstek yok mu? İşte o, sıçramak, kaçmaktır; onun adaletine karşı takvanın kanını dökmektir.
-
این جهان دامست و دانهآرزو ** در گریز از دامها روی آر زو
- Bu dünya tuzaktır, tanesi de istek. Tuzaklardan kaç onlardan yüz çevir.
-
چون چنین رفتی بدیدی صد گشاد ** چون شدی در ضد آن دیدی فساد
- Böyle hareket ettin mi yüzlerce ferahlık bulursun. Fakat istekten geçemedin mi fesatlıklara uğrarsın.
-
پس پیمبر گفت استفتوا القلوب ** گر چه مفتیتان برون گوید خطوب 380
- Bunun için Peygamber “Müftüler sana kuvvetli fetvalar bile verseler sen, kalbine danış” dedi.
-
آرزو بگذار تا رحم آیدش ** آزمودی که چنین میبایدش
- İsteği bırak da Allah acısın. Bunun böyle olması lâzım, bunu denedin, sınadın ya.