English    Türkçe    فارسی   

6
3734-3743

  • صورت نان و نمک کان نعمتست  ** فایده‌ش آن قوت بی‌صورتست 
  • Bir nimet olan ekmek ve tuz suretinin eseri suretsiz olan kuvvettir.
  • در مصاف آن صورت تیغ و سپر  ** فایده‌ش بی‌صورتی یعنی ظفر  3735
  • Savaşta kılıç ve kalkan sureti suretsizlikle yani düşmana üstün olmayla sona erer.
  • مدرسه و تعلیق و صورت‌های وی  ** چون به دانش متصل شد گشت طی 
  • Medrese medreseye gidip gelme medresenin türlü, türlü suretleri insan bilgi sahibi olunca dürülür gider.
  • این صور چون بنده‌ی بی‌صورتند  ** پس چرا در نفی صاحب‌نعمتند 
  • Bu suretler suretsizliğin kuluyken nasıl oluyor da o nimet sahibine yok diyorlar?
  • این صور دارد ز بی‌صورت وجود  ** چیست پس بر موجد خویشش جحود 
  • Bu suretler suretsizlikten vücut bulmuştur. Peki kendilerine bu varlığı verene şu aykırı gidiş onu şu inkar ediş nedir ki?
  • خود ازو یابد ظهور انکار او  ** نیست غیر عکس خود این کار او 
  • Ha.. suretin inkarı da ondan olur ondan zuhur eder. Bu iş de onun bir aksidir zaten.
  • صورت دیوار و سقف هر مکان  ** سایه‌ی اندیشه‌ی معمار دان  3740
  • Her yurdun duvar tavan ve sair suretlerini mimarın düşüncesinin gölgesi bil.
  • گرچه خود اندر محل افتکار  ** نیست سنگ و چوب و خشتی آشکار 
  • Düşünce zamanında taş, tahta ve kerpiç meydanda değildir ama bu, böyledir.
  • فاعل مطلق یقین بی‌صورتست  ** صورت اندر دست او چون آلتست 
  • Dilediği gibi iş yapan suretsizliktir. Suret, onun elinde bir alete benzer.
  • گه گه آن بی‌صورت از کتم عدم  ** مر صور را رو نماید از کرم 
  • Bazı, bazı o suretsiz varlık, yokluk gizliliğinden kerem eder, suretlere yüz gösterir.