-
از حشم هر که به ما کردی گله ** از بلا و فقر و خوف و زلزله
- Adamlarımızdan biri, bize dertten, yoksulluktan, korkudan, yer deprenmesinden şikayet edince, X
-
ما همیگفتیم کم نال از حرج ** صبر کن کالصبر مفتاح الفرج
- Sıkıntıdan az ağla sızla. Sabret, sabır ferahlığın anahtarı derdik ya!
-
این کلید صبر را اکنون چه شد ** ای عجب منسوخ شد قانون چه شد 3895
- Şimdi bu sabır anahtarı ne oldu? O türe bozuldu mu şaşılacak şey!
-
ما نمیگفتیم که اندر کش مکش ** اندر آتش همچو زر خندید خوش
- Savaş zamanında ateş içinde bile altın gibi bir hoşça gül diyen biz değil miydik?
-
مر سپه را وقت تنگاتنگ جنگ ** گفته ما که هین مگردانید رنگ
- Savaşın o dar zamanında asker benziniz saramasın demez miydik?
-
آن زمان که بود اسپان را وطا ** جمله سرهای بریده زیر پا
- Atların adam kellerinden başka basacak bir yer bulamadığı zamanlarda
-
ما سپاه خویش را هی هی کنان ** که به پیش آیید قاهر چون سنان
- Ordumuzu hay haylar la mızrak gibi kahredici bir halde saldırın diye teşvik etmez miydik?
-
جمله عالم را نشان داده به صبر ** زانک صبر آمد چراغ و نور صدر 3900
- Bütün aleme sabredin der; sabır gönlün ve göğsün ışığıdır diye öğüt verirdik ya.
-
نوبت ما شد چه خیرهسر شدیم ** چون زنان زشت در چادر شدیم
- Şimdi nöbet bizde. Neden sersem oluyor, çirkin karılar gibi neden çarşafa bürünüyoruz?
-
ای دلی که جمله را کردی تو گرم ** گرم کن خود را و از خود دار شرم
- Ey gönül! Herkesi hararetlendirdin ya; hadi bakalım, şimdi sen hararetlen, kendiliğinden utan!