-
دیگری را گفت رو ای بوالعلا ** باز پرس از کاروان که تا کجا
- Bir başka beye, git bakalım yüce kişi dedi, sen de nereye gidiyor, şunu anla!
-
رفت و آمد گفت تا سوی یمن ** گفت رختش چیست هان ای موتمن
- O da gidip geldi, Yemen’e gidiyormuş dedi. Padişah yükü neymiş? Deyince o da dinelip kaldı.
-
ماند حیران گفت با میری دگر ** که برو وا پرس رخت آن نفر
- Padişah, bir başka beye hadi, sen de yükü neymiş, onu öğren dedi.
-
باز آمد گفت از هر جنس هست ** اغلب آن کاسههای رازیست
- Bey gidip geldi, her cins mal var, fakat çoğu Rey kâseleri deyince,
-
گفت کی بیرون شدند از شهر ری ** ماند حیران آن امیر سست پی 395
- Padişah, Rey’den ne vakit çıkmış? diye sordu. O aklı gevşek bey de âciz kaldı.
-
همچنین تا سی امیر و بیشتر ** سسترای و ناقص اندر کر و فر
- Böylece, otuz hattâ daha fazla beyin hepsi de âciz ve noksan çıktı.
-
گفت امیران را که من روزی جدا ** امتحان کردم ایاز خویش را
- Bunun üzerine padişah beylere dedi ki: Ben bir gün tek başıma Eyaz’ımı sınadım.
-
که بپرس از کاروان تا از کجاست ** او برفت این جمله وا پرسید راست
- Şu kervan nereden geliyor? Git anla dedim. Gitti, hepsini sorup öğrenmiş.
-
بیوصیت بیاشارت یک به یک ** حالشان دریافت بی ریبی و شک
- Benim emrim olmadan kervanın bütün ahvalini, olduğu gibi bir bir anlattı.
-
هر چه زین سی میر اندر سی مقام ** کشف شد زو آن به یکدم شد تمام 400
- Bu otuz bey, otuz defada ne öğrenebildiyse o, hepsini birden öğrenip geldi.
-
مدافعهی امرا آن حجت را به شبههی جبریانه و جواب دادن شاه ایشان را
- Beylerin,bu delili cebrice şüphelerle zayıflarmaya savaşmaları,padişahın onlara verdiği cevap