-
قسمت حقست مه را روی نغز ** دادهی بختست گل را بوی نغز
- Aya o güzel yüzü Allah vermiş, güle o hoş kokuyu Allah ihsan etmiş dediler.
-
گفت سلطان بلک آنچ از نفس زاد ** ریع تقصیرست و دخل اجتهاد
- Padişah dedi ki: İnsanın elde ettiği şey zararsa çalışmamasından ileri gelmiştir, kârsa çalışıp çabalamasından.
-
ورنه آدم کی بگفتی با خدا ** ربنا انا ظلمنا نفسنا
- Yoksa Âdem, “Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik” der miydi.
-
خود بگفتی کین گناه از نفس بود ** چون قضا این بود حزم ما چه سود 405
- Bu suç bahtımdan. Kader böyleymiş,ihtiyatın tedbirin ne faydası var? derdi.
-
همچو ابلیسی که گفت اغویتنی ** تو شکستی جام و ما را میزنی
- İblis gibi hani. O da “Sen beni azdırdın. Hem kadehimizi kırıyor, hem de bizi dövüyorsun” demişti ya.
-
بل قضا حقست و جهد بنده حق ** هین مباش اعور چو ابلیس خلق
- Halbuki takdir haktır ama, kulun çalışması da hak. Kendine gel de koca şeytan gibi kör olma.
-
در تردد ماندهایم اندر دو کار ** این تردد کی بود بیاختیار
- İki iş arasında tereddütte kalıyoruz. Hiç ihtiyarımız olmasa bu tereddüt olur mu?
-
این کنم یا آن کنم او کی گود ** که دو دست و پای او بسته بود
- İki eli, iki ayağı bağlı olan adam bunu mu yapsam onu mu, der mi?
-
هیچ باشد این تردد بر سرم ** که روم در بحر یا بالا پرم 410
- Denize mi dalsam, yücelere mi uçsam diye hiç tereddüde düşer mi?
-
این تردد هست که موصل روم ** یا برای سحر تا بابل روم
- Musul’a mı gitsem, yoksa büyü öğrenmek için Babil’e mi diye düşüncelere kapılır mı?