-
برق نور کوته و کذب و مجاز ** گرد او ظلمات و راه تو دراز 4095
- Derhal gelip geçen şimşek nuru, yalan ve geçici bir şeydir. Çevresinde karanlıklar var, yolunsa uzaktır senin.
-
نه به نورش نامه توانی خواندن ** نه به منزل اسپ دانی راندن
- Onun ışığıyla ne bir kitap okuyabilirsin, ne bir konağa at sürebilirsin.
-
لیک جرم آنک باشی رهن برق ** از تو رو اندر کشد انوار شرق
- Yalnız şimşek ışığına kapıldığının suçu olarak doğu nurları senden yüz çevirir.
-
میکشاند مکر برقت بیدلیل ** در مفازهی مظلمی شب میل میل
- Kılavuz olmadıkça şimşek ışığı, seni geceleyin mil, mil karanlık bir çukura çeker.
-
بر که افتی گاه و در جوی اوفتی ** گه بدین سو گه بدان سوی اوفتی
- Gah, dağa düşersin, gah dereye. Gah bu yana düşersin, gah o yana.
-
خود نبینی تو دلیل ای جاهجو ** ور ببینی رو بگردانی ازو 4100
- Ey mevki arayan, zaten sen kılavuzu görmezsin. Hatta görsen bile ondan yüz çevirirsin.
-
که سفر کردم درین ره شصت میل ** مر مرا گمراه گوید این دلیل
- Ben bu yolda altmış mil yol yürüdüğüm halde bu kılavuz, hala bana sapık diyor.
-
گر نهم من گوش سوی این شگفت ** ز امر او راهم ز سر باید گرفت
- Bu şaşılacak adamın sözüne kulak asarsam yola yeni baştan başlamam lazım.
-
من درین ره عمر خود کردم گرو ** هرچه بادا باد ای خواجه برو
- Halbuki ben bu yolda ömrümü harcettim. Ne olursa olsun artık, git oradan dersin.
-
راه کردی لیک در ظن چو برق ** عشر آن ره کن پی وحی چو شرق
- Evet, yol yürüdüm ama şimşeğe benzeyen zannınca. O aştığın yolun onda birini doğuya benzeyen vahyin izine uy da yürü.