-
چون ز ذره محو شد نفس و نفس ** جنگش اکنون جنگ خورشیدست بس
- Zerrenin kendisi de, nefesi de mahvoldu mu artık onun savaşı, ancak güneşin savaşıdır.
-
رفت از وی جنبش طبع و سکون ** از چه از انا الیه راجعون
- Onun kendiliğinden hareketi de kalmamıştır, duruşu da. Neden? “Biz Allahya dönenleriz” sırrından.
-
ما به بحر تو ز خود راجع شدیم ** وز رضاع اصل مسترضع شدیم
- Biz, kendimizden geçip senin denizine döndük. Asıldan süt içtik, geliştik.
-
در فروغ راه ای مانده ز غول ** لاف کم زن از اصول ای بیاصول
- Ey gulyabaniye aldanıp yolun ferilerine dalan, ey usulsüz kişi asıllardan az bahset.
-
جنگ ما و صلح ما در نور عین ** نیست از ما هست بین اصبعین 45
- Bizim savaşımız da hakikatte bizden değildir. Sulhumuz da. Her halimiz, Allah’nın iki parmağı arasındadır.
-
جنگ طبعی جنگ فعلی جنگ قول ** در میان جزوها حربیست هول
- Tabiat, iş ve söz bakımından cüzüler arasındaki savaş, pek korkunç bir savaştır.
-
این جهان زن جنگ قایم میبود ** در عناصر در نگر تا حل شود
- Fakat bu âlem, şu savaşla durmadadır. Unsurlara bak da anla.
-
چار عنصر چار استون قویست ** که بدیشان سقف دنیا مستویست
- Dört unsur, dört kuvvetli direktir. Dünyanın tavanı, onlarla düz durmada.
-
هر ستونی اشکنندهی آن دگر ** استن آب اشکنندهی آن شرر
- Her direk, öbürünü kırar. Su direği, ateş direğini yıkar.
-
پس بنای خلق بر اضداد بود ** لاجرم ما جنگییم از ضر و سود 50
- Halkın yapısı, zıtlar üstüne kurulmuş. Hâsılı biz, zarar bakımından da savaştayız, fayda bakımından da.