English    Türkçe    فارسی   

6
4439-4448

  • لطف‌های شه غمش را در نوشت  ** شد که صید شه کند او صید گشت 
  • Padişahın lûtufları, onun gamını dürdü. Kendisi avlandı hâsılı, belki padişahı da avlar.
  • هر که در اشکار چون تو صید شد  ** صید را ناکرده قید او قید شد  4440
  • Aşikâr olarak senin gibi avlanan avı tutamadan av olur, bağlanır, bağlara giriftar olur gider.
  • هرکه جویای امیری شد یقین  ** پیش از آن او در اسیری شد رهین 
  • Kim beylik ararsa o beyliği elde edemeden mutlaka tutsak olur.
  • عکس می‌دان نقش دیباجه‌ی جهان  ** نام هر بنده‌ی جهان خواجه‌ی جهان 
  • Cihan dibacesini aksine bil. Her kulun adını âlem padişahı tak.
  • ای تن کژ فکرت معکوس‌رو  ** صد هزار آزاد را کرده گرو 
  • Ey aksine gidişli ve ters düşünceli beden! Yüz binlerce hürü esir etmişsin.
  • مدتی بگذار این حیلت پزی  ** چند دم پیش از اجل آزاد زی 
  • Bir zamancağız şu hileyi, düzeni bırak da ölümden önce birkaç solukluk zaman da hür yaşa.
  • ور در آزادیت چون خر راه نیست  ** هم‌چو دلوت سیر جز در چاه نیست  4445
  • Sana eşek gibi, hürlükte yol yoksa kova gibi ancak kuyunun içine dalar çıkarsın.
  • مدتی رو ترک جان من بگو  ** رو حریف دیگری جز من بجو 
  • Bir zamancağız kendi canını terket, yürü, kendine benden başka bir yardak ara.
  • نوبت من شد مرا آزاد کن  ** دیگری را غیر من داماد کن 
  • Benim nöbetim geldi, artık beni azadet; benden başkasını kendine damat edin!
  • ای تن صدکاره ترک من بگو  ** عمر من بردی کسی دیگر بجو 
  • Ey yüz türlü işe girişen beden, beni bırak. Ömrümü zâyettin, artık benden başka birini ara.
  • مفتون شدن قاضی بر زن جوحی و در صندوق ماندن و نایب قاضی صندوق را خریدن باز سال دوم آمدن زن جوحی بر امید بازی پارینه و گفتن قاضی کی مرا آزاد کن و کسی دیگر را بجوی الی آخر القصه 
  • Kadının, Cuha' nın karısına kapılması, sandıkta kalması, kadı naibinin, sandığı satın alması. Ertesi yılı yine Cuha' nın karısının bıldır elde ettiği parayı umarak kadıya başvurması, kadının, "Beni azadet, başkasını ara" demesi