-
رو بخواهم کرد آخر در لحد ** آن به آید که کنم خو با احد
- Mademki sonunda mezara yüz tutacağım, tek Allah’ya alışmam daha iyi.
-
چو زنخ را بست خواهند ای صنم ** آن به آید که زنخ کمتر زنم 445
- Güzelim, sonunda değil mi ki çenemiz bağlanacak, çenemi az oynatmam daha doğru.
-
ای بزربفت و کمر آموخته ** آخرستت جامهی نادوخته
- Ey altın sırmalı esvaplar giymeye, altın kemerler takınmaya alışmış adam, nihayet sana da bir dikilmemiş elbisedir giydirilecek.
-
رو به خاک آریم کز وی رستهایم ** دل چرا در بیوفایان بستهایم
- Yüzümüzü toprağa tutalım, ondan bittik, geliştik. Neden gönlümüzü vefasızlara verelim?
-
جد و خویشانمان قدیمی چار طبع ** ما به خویشی عاریت بستیم طمع
- Bizim atalarımız akrabalarımız, eskiden beri dört tabiattır. Öyle olduğu halde biz, eğreti akrabalara tamah ettik.
-
سالها همصحبتی و همدمی ** با عناصر داشت جسم آدمی
- Yıllardır insanın cismi, unsurlarla görüşmede, konuşmada.
-
روح او خود از نفوس و از عقول ** روح اصول خویش را کرده نکول 450
- Ruhu da, nefislerle akıllardan ama ruh, kendi asıllarını unutmuş.
-
از عقول و از نفوس پر صفا ** نامه میآید به جان کای بیوفا
- O tertemiz nefislerle akıllardan, cana her an ey vefasız diye mektup gelmede.
-
یارکان پنج روزه یافتی ** رو ز یاران کهن بر تافتی
- Beş günlük dostları buldun da eski dostlardan yüz çevirdin.
-
کودکان گرچه که در بازی خوشند ** شب کشانشان سوی خانه میکشند
- Çocuklar oyundan hoşlanırlar ama, geceleyin onları çeke çeke evlerine götürürler.