آنچ بر تو خواه آن باشد پسند ** بر دگر کس آن کن از رنج و گزند
Kendine yapılmasını istediğin şeyi âleme yap, ister eziyet olsun, ister zarar.
زانک بر مرصاد حق واندر کمین ** میدهد پاداش پیش از یوم دین
Çünkü Tanrı, gözetleme yerindedir, pusudadır. Kıyamet gününden önce herkesin lâyığını verir.
آن عظیم العرش عرش او محیط ** تخت دادش بر همه جانها بسیط 4530
Onun arşı pek büyüktür, onun arşı her şeyi kaplamıştır. İhsanının tahtı, bütün canlara yayılmıştır.
گوشهی عرشش به تو پیوسته است ** هین مجنبان جز بدین و داد دست
Arşının bir köşesi de sana ulaşmıştır. Kendine gel de elini din ve adaletten, lütuf ve ihsandan başka bir şey için oynatma,
تو مراقب باش بر احوال خویش ** نوش بین در داد و بعد از ظلم نیش
Daima kendi ahvalini gözet. Adalette bulundun mu gönül huzurunu gör, zulümden sonra da vicdan azabını.
گفت آری اینچ کردم استم است ** لیک هم میدان که بادی اظلم است
Cuha, doğru dedi; bu yaptığım sitem ama bilki ilk yapan daha zalimdir.
گفت نایب یک به یک ما بادییم ** با سواد وجه اندر شادییم
Naip, tek tek hepimizde ilk zulüm yapanız. Yüzümüzün karasiye sevinmedeyiz.
همچو زنگی کو بود شادان و خوش ** او نبیند غیر او بیند رخش 4535
Zenci gibi hani. O da sevinçlidir, neşelidir. Kendi yüzünü kendisi görmez, başkası görür dedi.
ماجرا بسیار شد در من یزید ** داد صد دینار و آن از وی خرید
Hâsılı bu alım satımda macera uzadı. Nihayet naip yüz altın verip sandığı satın aldı.
هر دمی صندوقیی ای بدپسند ** هاتفان و غیبیانت میخرند
Ey kötü işleri beğenen! Sen de daima sandıktasın; seni hatifler ve gayb âleminde olanlar, satın alıp dururlar.
در تفسیر این خبر کی مصطفی صلواتالله علیه فرمود من کنت مولاه فعلی مولاه تا منافقان طعنه زدند کی بس نبودش کی ما مطیعی و چاکری نمودیم او را چاکری کودکی خلم آلودمان هم میفرماید الی آخره
Mustafa salavatullahi aleyh, "Ben kimin mevlâsıysam şüphe yok ki, Ali, onun mevlâsıdır" buyurdu. Münafıklar, "Kâfi değil miydi ki kendisine muti olduk, kul köle kesildik. Bir de, daha çocukluktan kurtulmamış zata bizi kul köle yapmada" diye kınadılar.