-
هندو و قفچاق و رومی و حبش ** جمله یک رنگاند اندر گور خوش
- Hintli; Kıpçak; Rum ülkesinin halkı ve Habeş... Hepsi de mezarlarında hoş bir halde aynı renktedir.
-
تا بدانی کان همه رنگ و نگار ** جمله روپوشست و مکر و مستعار 4710
- Buna dikkat et de o rengin, o güzelliğin tamamiyle bir yüz örtüsünden ibaret olduğunu, iğreti bir şey bulunduğunu bil.
-
رنگ باقی صبغة الله است و بس ** غیر آن بر بسته دان همچون جرس
- Bâkir renk ancak Tanrı rengidir. Ondan başka renkler, bil ki çan gibi iğreti ve bağlantıdır.
-
رنگ صدق و رنگ تقوی و یقین ** تا ابد باقی بود بر عابدین
- İbadet edenlerdeki doğruluk, takva ve yakîn rengi, ebediyen bakidir.
-
رنگ شک و رنگ کفران و نفاق ** تا ابد باقی بود بر جان عاق
- Şüphe, küfran ve nifak rengi de âsiler için ebedîdir.
-
چون سیهرویی فرعون دغا ** رنگ آن باقی و جسم او فنا
- Asi Firavun' un yüz karası gibi hani. Bedeni geçip gitmiştir ama rengi bakidir.
-
برق و فر روی خوب صادقین ** تن فنا شد وان به جا تو یومن دین 4715
- Doğruların güzel yüzlerindeki nur, bedenleri yok olsa da kıyamet gününe kadar kalır.
-
زشت آن زشتست و خوب آن خوب و بس ** دایم آن ضحاک و این اندر عبس
- İşte ancak güzel o güzeldir, çirkin o çirkin. Daima o günler durur, buysa somurtur kalır.
-
خاک را رنگ و فن و سنگی دهد ** طفلخویان را بر آن جنگی دهد
- Tanrı, toprağa bir renk, bir parlaklık verir, onu mücevher haline getirir. Çocuk tabiatlı olanları da onlara düşürür, savaşa sokar.
-
از خمیری اشتر وشیری پزند ** کودکان از حرص آن کف میگزند
- Hamurdan deve ve aslan şekillerinde çörekler pişirirler. Çocuklar, onları görünce hırslarından ellerini dişlerler.