-
رنگ صدق و رنگ تقوی و یقین ** تا ابد باقی بود بر عابدین
- İbadet edenlerdeki doğruluk, takva ve yakîn rengi, ebediyen bakidir.
-
رنگ شک و رنگ کفران و نفاق ** تا ابد باقی بود بر جان عاق
- Şüphe, küfran ve nifak rengi de âsiler için ebedîdir.
-
چون سیهرویی فرعون دغا ** رنگ آن باقی و جسم او فنا
- Asi Firavun' un yüz karası gibi hani. Bedeni geçip gitmiştir ama rengi bakidir.
-
برق و فر روی خوب صادقین ** تن فنا شد وان به جا تو یومن دین 4715
- Doğruların güzel yüzlerindeki nur, bedenleri yok olsa da kıyamet gününe kadar kalır.
-
زشت آن زشتست و خوب آن خوب و بس ** دایم آن ضحاک و این اندر عبس
- İşte ancak güzel o güzeldir, çirkin o çirkin. Daima o günler durur, buysa somurtur kalır.
-
خاک را رنگ و فن و سنگی دهد ** طفلخویان را بر آن جنگی دهد
- Tanrı, toprağa bir renk, bir parlaklık verir, onu mücevher haline getirir. Çocuk tabiatlı olanları da onlara düşürür, savaşa sokar.
-
از خمیری اشتر وشیری پزند ** کودکان از حرص آن کف میگزند
- Hamurdan deve ve aslan şekillerinde çörekler pişirirler. Çocuklar, onları görünce hırslarından ellerini dişlerler.
-
شیر و اشتر نان شود اندر دهان ** در نگیرد این سخن با کودکان
- Fakat ağızda aslan da ekmek olur, deve de. Fakat çocuklara bu söz, tesir etmez ki.
-
کودک اندر جهل و پندار و شکیست ** شکر باری قوت او اندکیست 4720
- Çocuk, bilgisizlik, zan ve şüphe içindedir. Allaha şükürler olsun ki kuvveti azdır yoksa.
-
طفل را استیزه و صد آفتست ** شکر این که بیفن و بیقوتست
- Şükürler olsun ki hilesi ve gücü yoktur. Yoksa çocuğun yüzlerce savaşı ve âfeti vardır.