خمس صد دینار بستانی به دست ** گفت او خود این بهای ده قجست
Yüz altının beşte birine sahip olursun dedi.Adam, bu tam on koçun değeri.
گر دری بر بسته شد ده در گشاد ** گر قجی شد حق عوض اشتر بداد
Bir kapı kapandıysa on kapı açıldı. Bir koç gittiyse Allah, ona karşılık bir deve ihsan etti ,deyip ;
جامهها بر کند و اندر چاه رفت ** جامهها را برد هم آن دزد تفت
Elbisesini çıkarttı, kuyuya indi. Hırsız da derhal elbiselerini alıp kaçtı.
حازمی باید که ره تا ده برد ** حزم نبود طمع طاعون آورد 475
Yolu köye çıkaracak bir tedbir gerek. Yoksa insana tamah tohumunu getiren tedbire tedbir demezler.
او یکی دزدست فتنهسیرتی ** چون خیال او را بهر دم صورتی
Tamah huyu fitneden ibaret bir hırsızdır ama hayal gibi her an bir surete bürünür.
کس نداند مکر او الا خدا ** در خدا بگریز و وا ره زان دغا
Onun hilesini Allah’dan da başka kimse bilmez.Allah’ya kaç da o alçaktan kurtul!
مناظرهی مرغ با صیاد در ترهب و در معنی ترهبی کی مصطفی علیهالسلام نهی کرد از آن امت خود را کی لا رهبانیة فی الاسلام
Mustafa aleyhisselâm “İslâmda rahiplik yoktur” buyurmuştur . Bu esasa göre kuşun , avcıyla konuşup,görüşmesi
مرغ گفتش خواجه در خلوت مهایست ** دین احمد را ترهب نیک نیست
Kuş dedi ki: Azizim, halvette oturma. Ahmed’in dininde rahiplik iyi değildir.
از ترهب نهی کردست آن رسول ** بدعتی چون در گرفتی ای فضول
Peygamber, rahipliği nehyetti. Sen, nasıl oldu da böyle bid’ate kapıldın.
جمعه شرطست و جماعت در نماز ** امر معروف و ز منکر احتراز 480
Cuma namazını kılmak, namazı cemaatle eda etmek, halka iyilik yapmalarını, Allah buyruklarını tutmalarını emretmek, kötülükte bulunmaktan çekinmek lâzım.
رنج بدخویان کشیدن زیر صبر ** منفعت دادن به خلقان همچو ابر
Kötü huyluların zahmetlerini çekip sabretmek, bulut gibi halka menfaatli olmak gerek.