- 
		    راتبهی جانی ز شاه بیندید  ** دم به دم در جان مستش میرسید 
- Anbean sarhoş ruhuna, o misli, menendi olmayan padişahın ruhundan can gıdası gelmedeydi.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آن نه که ترسا و مشرک میخورند  ** زان غذایی که ملایک میخورند 
- Fakat hıristiyanların, müşriklerin yedikleri gıda değil, meleklerin yedikleri gıda.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    اندرون خویش استغنا بدید  ** گشت طغیانی ز استغنا پدید 
- Bu yüzden şehzadenin gönlünde bir istiğna belirdi, bu istiğnadan da bir azgınlık peydahlandı.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    که نه من هم شاه و هم شهزادهام  ** چون عنان خود بدین شه دادهام 
- Dedi ki: Ben de padişah ve şehzade değil miyim? Nasıl oldu da yularımı bu padişaha verdim?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   چون مرا ماهی بر آمد با لمع  ** من چرا باشم غباری را تبع    4765
- Bana parıldayıp duran bir ay doğdu artık.. Neden toza, toprağa tâbi olayım?
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آب در جوی منست و وقت ناز  ** ناز غیر از چه کشم من بینیاز 
- Su, arkımda akmada, naz vakti. Kimseye niyazım yok, artık neden başkasının nazını çekeyim?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    سر چرا بندم چو درد سر نماند  ** وقت روی زرد و چشم تر نماند 
- Başımın ağrısı kalmadı. Neden başımı bağlıyayım? Yüzümün sarardığı, gözümün yaşardığı çağ geçti.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون شکرلب گشتهام عارض قمر  ** باز باید کرد دکان دگر 
- Yüzüm ay gibi parladı, dudaklarım şekere döndü. Artık yeni ve başka bir dükkân açmam gerek.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زین منی چون نفس زاییدن گرفت  ** صد هزاران ژاژ خاییدن گرفت 
- Bu benlikle nefsi gelişti, vesveseler doğmaya başladı. Yüz binlerce abes şeyler gevelemeye başladı.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   صد بیابان زان سوی حرص و حسد  ** تا بدانجا چشم بد هم میرسد    4770
- O makamdan hırs ve hasedin bulunduğu yere kadar yüzlerce çöl, yüzlerce ova vardır. Fakat kem göz, ta oraya gelip çatmadaydı.