- 
		    شاه را دل درد کرد از فکر او  ** ناسپاسی عطای بکر او 
- Onun el dokunmamış fikrinde doğmuş olan küfran yüzünden padişahın gönlü dertlendi.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گفت آخر ای خس واهیادب  ** این سزای داد من بود ای عجب 
- Dedi ki: Ey edepsiz aşağılık adam! Şaşılacak şey, benim yaptığım iyiliklere karşı lâyığım bu muydu?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    من چه کردم با تو زین گنج نفیس  ** تو چه کردی با من از خوی خسیس 
- Ben sana bunca nefis hazineler verdim. Aşağılık huyunla sen, bana neler yaptın?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   من ترا ماهی نهادم در کنار  ** که غروبش نیست تا روز شمار    4775
- Ben senin kucağına öyle bir ay verdim ki kıyamet gününe kadar gurubu yoktur.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    در جزای آن عطای نور پاک  ** تو زدی در دیدهی من خار و خاک 
- Sen o parlak nura karşılık benim yüzüme toz toprak serptin, diken hatırdın ha.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    من ترا بر چرخ گشته نردبان  ** تو شده در حرب من تیر و کمان 
- Ben göğe çıkman için sana merdiven kurdum. Sen benimle savaşmak için oka, yaya sarıldın.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    درد غیرت آمد اندر شه پدید  ** عکس درد شاه اندر وی رسید 
- Padişahta bir gayret derdidir peydahlandı. Padişahın derdinin aksi, ona vurdu.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    مرغ دولت در عتابش بر طپید  ** پردهی آن گوشه گشته بر درید 
- Dargınlığı yüzünden devlet kuşu çırpınmaya başladı. O rahat bucağında oturan şehzadenin perdesini yırttı.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   چون درون خود بدید آن خوشپسر  ** از سیهکاری خود گرد و اثر    4780
- O güzelim şehzade, yaptığı kötülüğün eserini derhal içinde duydu.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    از وظیفهی لطف و نعمت کم شده  ** خانهی شادی او پر غم شده 
- O lütuf ve nimet vazifesi azaldı. Neşe yurdu gamla doldu.