آنک سنت یا جماعت ترک کرد ** در چنین مسبع نه خون خویش خورد
Sünneti ve topluluğu bırakan kişi, yırtıcı hayvanlarla dopdolu olan böyle bir yerde kendi kanını dökmez de ne yapar?
هست سنت ره جماعت چون رفیق ** بیره و بییار افتی در مضیق
Sünnet yoldur, topluluk da yoldaşa benzer. Yolsuz yoldaşsız oldun mu bu daracık yerde helâk oldun gitti.
همرهی نه کو بود خصم خرد ** فرصتی جوید که جامهی تو برد
Akla düşman olan yoldaş, yoldaş değildir. O, bir fırsat arar ki elbiseni alıp götürsün.
میرود با تو که یابد عقبهای ** که تواند کردت آنجا نهبهای
Seninle beraber gider, gider ama bir aşılmaz bele, boğaza gelsin de varını yoğunu yağma etsin diye.
یا بود اشتردلی چون دید ترس ** گوید او بهر رجوع از راه درس 505
Yahut da o yoldaş dediğin kimse görünüşte cesurdur fakat hakikatte korkak. Bu sarp iş başa düştü mü dönmek için sana ders vermeye kalkışır.
یار را ترسان کند ز اشتردلی ** این چنین همره عدو دان نه ولی
Korkaklığından dostunu da korkutur. Böyle yoldaşı düşman bil, dost değil.
راه جانبازیست و در هر غیشهای ** آفتی در دفع هر جانشیشهای
Bu yol, insanın canıyla başıyla oynayacağı yoldur. Her meşelikte, her sazlıkta yufka yüreklileri geriye çevirecek bir âfet vardır.
راه دین زان رو پر از شور و شرست ** که نه راه هر مخنث گوهرست
Din yolu, her puşt tabiatlının gideceği yol değildir. bu yüzden de tehlikelerle doludur.
در ره این ترس امتحانهای نفوس ** همچو پرویزن به تمییز سبوس
Yoldaki bu korku, unu kepekten ayıran elek gibi insanların da yüreklilerini yüreksizlerinden ayırt eder.
راه چه بود پر نشان پایها ** یار چه بود نردبان رایها 510
Yol, nasıl yoldur? Gidenlerin ayak izleri ile dopdolu bir yol. Dost nasıl dosttur? Rey ve tedbir bakımından merdivene benzeyen, seni aklı ile her an irşat edip yücelten dost.