-
هین گلوی صبر گیر و میفشار ** تا خنک گردد دل عشق ای سوار
- Hemen sabrın boğazını sık da aşkın gönlü kutlu olsun.
-
تا نسوزم کی خنگ گردد دلش ** ای دل ما خاندان و منزلش
- Ey gönlümüzü yurt ve konak edinen dost, ben yanmadıkça aşkın gönlü kutlu olur mu hiç?
-
خانهی خود را همیسوزی بسوز ** کیست آن کس کو بگوید لایجوز
- Sen kendi evini yakmadasın, yak. Kimdir bu caiz değil diyecek?
-
خوش بسوز این خانه را ای شر مست ** خانهی عاشق چنین اولیترست
- Ey sarhoş aslan, bu evi yak. Âşıkın evi, böyle olsun, bu daha doğru ve yerinde.
-
بعد ازین این سوز را قبله کنم ** زانک شمعم من بسوزش روشنم 620
- Bundan böyle bu yanışı kıble edineyim, çünkü ben mumum yandıkça aydınım.
-
خواب را بگذار امشب ای پدر ** یک شبی بر کوی بیخوابان گذر
- Babacığım, bu gece uykuyu bırak, bir gececik olsun uykusuzlar mahallesine gel de,
-
بنگر اینها را که مجنون گشتهاند ** همچو پروانه بوصلت کشتهاند
- Şu mecnun olanlara pervane gibi vuslat uğruna ölenlere bak.
-
بنگر این کشتی خلقان غرق عشق ** اژدهایی گشت گویی حلق عشق
- Halkın aşk denizinde gark olan şu gemisine bak. Sanki aşkın boğazı bir ejderha!
-
اژدهایی ناپدید دلربا ** عقل همچون کوه را او کهربا
- Gizli, fakat gönüller kapan bir ejderha... Dağ gibi akılları çekiveren bir kehribar.
-
عقل هر عطار کاگه شد ازو ** طبلهها را ریخت اندر آب جو 625
- Hangi güzel koku satanın aklı, ondan haberdar olsa ırmağa bütün tablalarını döküverir.