-
مطرب آغازید پیش ترک مست ** در حجاب نغمه اسرار الست
- Çalgıcı, sarhoş Türk’ün huzurunda nağmelere gizleyerek elest sırlarını söylemeye başladı:
-
من ندانم که تو ماهی یا وثن ** من ندانم تا چه میخواهی ز من
- Bilmem ki ay mısın, put mu? Bilmem ki benden ne istersin?
-
میندانم که چه خدمت آرمت ** تن زنم یا در عبارت آرمت 705
- Bilmem ki sana nasıl hizmet edeyim? Susup oturayım mı, yoksa söyleyeyim mi?
-
این عجب که نیستی از من جدا ** میندانم من کجاام تو کجا
- Şaşılacak şey şu: Hem benden ayrı değilsin, hem de ben neredeyim, sen neredesin? Bunu bir türlü bilmiyorum.
-
میندانم که مرا چون میکشی ** گاه در بر گاه در خون میکشی
- Bilmiyorum beni nasıl çekiyor da bazen karalar da yürütüyor, bazen kan denizlerine gark ediyorsun.
-
همچنین لب در ندانم باز کرد ** میندانم میندانم ساز کرد
- Böylece ağzını açıp bilmem, bilmiyorum demeye girişti, boyuna bu lâfı söylüyordu.
-
چون ز حد شد میندانم از شگفت ** ترک ما را زین حراره دل گرفت
- Bilmiyorum sözü haddi aşınca Türkümüz kızdı, kızıştı.
-
برجهید آن ترک و دبوسی کشید ** تا علیها بر سر مطرب رسید 710
- Yerinden fırlayıp topuzunu çekti, çalgıcının başına çöktü.
-
گرز را بگرفت سرهنگی بدست ** گفت نه مطرب کشی این دم بدست
- Hemen bir çavuş koşup topuzu yakaladı, çalgıcıyı öldürmek size yaraşmaz dedi.
-
گفت این تکرار بی حد و مرش ** کوفت طبعم را بکوبم من سرش
- Türk dedi ki: Bu sayısız tekerlemesi, kafamı şişirdi, bari ben onun kafasını ezeyim de görsün!