English    Türkçe    فارسی   

6
709-718

  • چون ز حد شد می‌ندانم از شگفت  ** ترک ما را زین حراره دل گرفت 
  • Bilmiyorum sözü haddi aşınca Türkümüz kızdı, kızıştı.
  • برجهید آن ترک و دبوسی کشید  ** تا علیها بر سر مطرب رسید  710
  • Yerinden fırlayıp topuzunu çekti, çalgıcının başına çöktü.
  • گرز را بگرفت سرهنگی بدست  ** گفت نه مطرب کشی این دم بدست 
  • Hemen bir çavuş koşup topuzu yakaladı, çalgıcıyı öldürmek size yaraşmaz dedi.
  • گفت این تکرار بی حد و مرش  ** کوفت طبعم را بکوبم من سرش 
  • Türk dedi ki: Bu sayısız tekerlemesi, kafamı şişirdi, bari ben onun kafasını ezeyim de görsün!
  • قلتبانا می‌ندانی گه مخور  ** ور همی‌دانی بزن مقصود بر 
  • A kaltaban, bilmiyorsan nane yeme... Biliyorsan ne söyleyeceksen söyle.
  • آن بگو ای گیج که می‌دانیش  ** می‌ندانم می‌ندانم در مکش 
  • A ahmak bildiğini söyle bari de bilmiyorum, bilmiyorum deyip durma.
  • من بپرسم کز کجایی هی مری  ** تو بگویی نه ز بلخ و نه از هری  715
  • Ben; neredensin, nerelisin be adam? diye soruyorum. Sen, ne Herat’lıyım ne Belh’li...
  • نه ز بغداد و نه موصل نه طراز  ** در کشی در نی و نی راه دراز 
  • Ne Bağdat’lıyım, ne Musul’lu, ne de Tıraz’lı diyor, ne, ne diye uzatıp duruyorsun.
  • خود بگو من از کجاام باز ره  ** هست تنقیح مناط اینجا بله 
  • Nereliysen söyle bari de kurtul. Burada meramını söylememek aptallıktır.
  • یا بپرسیدم چه خوردی ناشتاب  ** تو بگویی نه شراب و نه کباب 
  • Yahut da sana ne yedin diye soruversem ne şarap içtim, ne kebap yedim...