English    Türkçe    فارسی   

6
748-757

  • مر ابوبکر تقی را گو ببین  ** شد ز صدیقی امیرالمحشرین 
  • Tertemiz Ebu Bekir’i gör ki o, doğruluğu yüzünden mahşere varmış, haşrolmuş kişilerin ulusudur.
  • اندرین نشات نگر صدیق را  ** تا به حشر افزون کنی تصدیق را 
  • Bu âlemde EbuBekris Sıddıyk’a bak da haşri daha iyi tasdik et.
  • پس محمد صد قیامت بود نقد  ** زانک حل شد در فنای حل و عقد  750
  • Muhammed’de elde bulunan, görünüp duran yüzlerce kıyametti. Çünkü o, her hakikati,her sırrı çözüp bağlama yokluğunda hâl olmuş, hakiki varlığa ulaşmıştı.
  • زاده‌ی ثانیست احمد در جهان  ** صد قیامت بود او اندر عیان 
  • Ahmet bu dünyaya ikinci defa doğmuştu. O, apaçık yüzlerce kıyametti.
  • زو قیامت را همی‌پرسیده‌اند  ** ای قیامت تا قیامت راه چند 
  • Ondan kıyameti sorup dururlar ve “Ey kıyamet, kıyamete ne kadar zaman var” derlerdi.
  • با زبان حال می‌گفتی بسی  ** که ز محشر حشر را پرسید کسی 
  • Birisi o hakiki mahşer olan Peygamberden haşri sordu mu çok defa hâl diliyle “Mahşerden haşri soruyor” derdi.
  • بهر این گفت آن رسول خوش‌پیام  ** رمز موتوا قبل موت یا کرام 
  • İşte onun için o güzel haberler veren peygamber, ey ulular demiştir, ölmeden önce ölün!
  • هم‌چنانک مرده‌ام من قبل موت  ** زان طرف آورده‌ام این صیت و صوت  755
  • Nitekim ben de ölmeden öldüm de bu sesi, bu şöhreti o taraftan aldım, getirdim.
  • پس قیامت شو قیامت را ببین  ** دیدن هر چیز را شرطست این 
  • Kıyamet ol da kıyameti gör. Her şeyi görmenin şartı budur.
  • تا نگردی او ندانی‌اش تمام  ** خواه آن انوار باشد یا ظلام 
  • İster nur olsun, ister karanlık. O olmadıkça onu tamamı ile bilemezsin.