-
ناله و نوحه کنند اندر بکا ** شیعه عاشورا برای کربلا
- Bağırırlar, ağlarlar, feryat ederlerdi. Şîa, Kerbelâ vakası için yas tutardı.
-
بشمرند آن ظلمها و امتحان ** کز یزید و شمر دید آن خاندان 780
- Ehlibeyt’in Yezit’ten, Şimir’den çektikleri zulümleri, onlar tarafından uğradıkları sınanmaları sayıp dökerler,
-
نعرههاشان میرود در ویل و وشت ** پر همیگردد همه صحرا و دشت
- Sesleri ses verir, feryatları, bütün ovayı, çölü doldururdu.
-
یک غریبی شاعری از راه رسید ** روز عاشورا و آن افغان شنید
- Bir garip şair, âşure günü çölden geldi, o feryadı duydu.
-
شهر را بگذاشت و آن سوی رای کرد ** قصد جست و جوی آن هیهای کرد
- Şehri bırakıp o tarafa yürüdü, feryadın sebebini araştırmaya koyuldu.
-
پرس پرسان میشد اندر افتقاد ** چیست این غم بر که این ماتم فتاد
- Merak etti, bu gam nedir, bu yas kime tutuluyor diye soruşturmaya başladı.
-
این رئیس زفت باشد که بمرد ** این چنین مجمع نباشد کار خرد 785
- Herhalde bir ulu bey ölmüş olmalı diyordu; böyle bir topluluk, küçük iş değil.
-
نام او و القاب او شرحم دهید ** که غریبم من شما اهل دهید
- Ben garibim siz buralısınız adını lâkaplarını söyleyin.
-
چیست نام و پیشه و اوصاف او ** تا بگویم مرثیه ز الطاف او
- Adı neydi ne iş görürdü, nasıl adamdı? Bana bildirin de onun iyiliklerine ait bir mersiye söyleyeyim.
-
مرثیه سازم که مرد شاعرم ** تا ازینجا برگ و لالنگی برم
- Ben şairim,bir mersiye düzüp okuyayım da,buradan bir yiyecek,bir azık parası alayım.