English    Türkçe    فارسی   

6
862-871

  • بهر حق این خلق زرها می‌دهند  ** صد اساس خیر و مسجد می‌نهند 
  • Bu halk, Allah için paralar verir, yüzlerce hayrın temelini atar, mescitler yaparlar.
  • مال و تن در راه حج دوردست  ** خوش همی‌بازند چون عشاق مست 
  • Sarhoş âşıklar gibi uzun bir yol olan Hacca giderler, seve seve canları ile, malları ile oynarlar.
  • هیچ می‌گویند کان خانه تهیست  ** بلک صاحب‌خانه جان مختبیست 
  • Hiç o evde kimse yok derler mi? Ev sahibi, ev içinde gizlenen cana benzer.
  • پر همی‌بیند سرای دوست را  ** آنک از نور الهستش ضیا  865
  • Allah nuru ile ışıklanan, sevgilinin konağını dolu görür.
  • بس سرای پر ز جمع و انبهی  ** پیش چشم عاقبت‌بینان تهی 
  • Nice dolu ve kalabalık konaklar vardır ki işin sonunu görenler, onları boş görürler.
  • هر که را خواهی تو در کعبه بجو  ** تا بروید در زمان او پیش رو 
  • Kimi dilersen Kâbe’de ara da derhal önünde beliriversin.
  • صورتی کو فاخر و عالی بود  ** او ز بیت الله کی خالی بود 
  • Ziynetli ve yüce olan bir suret, nasıl olur da Allah yurdu olmaz, boş olur?
  • او بود حاضر منزه از رتاج  ** باقی مردم برای احتیاج 
  • Ona kapı kapanmaz, o geldi mi derhal açılır. Fakat başkaları, aşkla değil, ihtiyaçlardan gelirler.
  • هیچ می‌گویند کین لبیکها  ** بی‌ندایی می‌کنیم آخر چرا  870
  • Hacca gidenler, neden bu ses duymadan “Lebbeyk” deyip duruyoruz derler mi?
  • بلک توفیقی که لبیک آورد  ** هست هر لحظه ندایی از احد 
  • Hakikatte onlara şu “Lebbeyk” demeyi nasip ediş, her lâhza tek Allah’dan gelen bir sestir.