-
چون رود نور و شود پیدا دخان ** بفسرد عشق مجازی آن زمان
- Nur gitti de duman meydana çıktı mı mecazi aşk, derhal soğur, donar.
-
وا رود آن حسن سوی اصل خود ** جسم ماند گنده و رسوا و بد
- O güzellik aslına gider, beden kokmuş rüsvay, kötü bir halde kalır.
-
نور مه راجع شود هم سوی ماه ** وا رود عکسش ز دیوار سیاه 975
- Ayın nuru da aya döndü mü duvardaki aksi gider, o duvar simsiyah kesilir.
-
پس بماند آب و گل بی آن نگار ** گردد آن دیوار بی مه دیووار
- O nakış, o boya gitti mi su ve toprak kalır. Ay olmayınca o duvar şeytan gibi bir hale düşer.
-
قلب را که زر ز روی او بجست ** بازگشت آن زر بکان خود نشست
- Kalp altının yüzünden altını gidince, o altın, kendi madenine dönünce,
-
پس مس رسوا بماند دود وش ** زو سیهروتر بماند عاشقش
- Kepaze bakır, duman gibi kala kalır. Bu yüzden de ona âşık olanın yüzü kararır.
-
عشق بینایان بود بر کان زر ** لاجرم هر روز باشد بیشتر
- Gözlülerse altın madenine âşık olurlar. Aşkları, her gün biraz daha artar.
-
زانک کان را در زری نبود شریک ** مرحبا ای کان زر لاشک فیک 980
- Çünkü altın madenine altınlıkta ortak yoktur. Merhaba ey şüphesiz, hilesiz altın madeni!
-
هر که قلبی را کند انباز کان ** وا رود زر تا بکان لامکان
- Kim kalp bir akçayı altın madenine ortak ederse asıl altın, mekânsızlık madenine gitti mi,
-
عاشق و معشوق مرده ز اضطراب ** مانده ماهی رفته زان گرداب آب
- Âşık da ıstırabından ölür, mâşuk da. İkisi de âdeta suyu çekilmiş girdaptaki balığa döner.